Andrew Tate'in Rejimi ve Yemek Rutini - Türkçe Altyazılı
BU VİDEO BİR DOKTOR TAVSİYESİ DEĞİLDİR! Lütfen sağlıklı yaşam için doktor ve diyetisyenlerle görüşün.
İnternette bir şeyler görüp kendinizi zorlamayın. Fakat diyetisyenler ve doktorlar, yeme alışkanlığı ile ilgili söyleyeceklerim var.
Küçüklükten beri bazı sorunlar çektim, ergenlikte aşırı terleme, halsizlik, mide yanması, bağırsaklarda kramp yaşadım ve doktorlara gittiğimde sürekli olarak semptomları yok edecek şeyler yaptılar.
Halsizlik mi? Vitamin verelim
Miden mi yanıyor? Lansor
Bağırsakların mı kötü? Flora düzenleyici ilaç
Çok mu terliyorsun? Terlemek iyidir.
Yazın salonda otururken kalkıp, mutfağa gidip su içip geliyordum ve birden ter boşalıyordu. Yıllarca bununla uğraştım ve yıllar sonra modern tıbbın yeterli gelmediğini düşünerek tıbbı bitirmiş ve kinesiyoloji, akapunktur alanında Rusya ve Çin'de eğitim almış bir tanıdığa gittik. Söyler söylemez glüten olabilir dedi. Farklı bir şekilde test etti. Glüten ve kazeine alerjim çıktı. Tabii kan alma, kesme biçme olmayınca tam inanamıyorsunuz ama ne yapacağım dedim, glüten yeme dedi. Nelerde var dedim, söyledi. Zaten ondan önce 1,5 ay vegan takılmıştım. Benim iradem güçlüdür, hızlıca glütensiz beslendim ve yıllarca, küçüklüğümden beri çektiğim ama erkenlik ve sonrasında sıkıntı veren bütün o sorunlar 3 haftada bitti.
Aşırı terleme, halsizlik, mide yanmaları, bağırsaklarda sürekli kramplar ve eklem ağrıları, hepsi bitti. Sadece 3 hafta yemeyince bitti. 1 yıl falan yemeyip, sonra özlediğim şeyler varsa yiyorum. Bazen sağa sola gidince de kaçıyor. Fakat glüten gömmeye başlayınca sorunlar geri geliyor ve YEMEĞİ BIRAKTIKTAN SONRA, 3 hafta vücut temizleniyor, ancak bitiyor.
Ayrıca şunu da eklemeliyim, dedeme bir doktor "bel fıtığı var kesin ameliyat" dedi çünkü 4 parmak yerden inemiyordu, çok kötüydü. Başka doktora götürdük (ki böyle şeylerde en az 2-3 hekime başvurun), o da ameliyat deyince yine tanıdığa gittik. 7 seans dedi ancak 5 seanslık akapunktur uyguladı. Dedeme nasıl dedim, "büyücü gibi bir şey, anlamadım" dedi fakat 3 ay sonra bahçeyi kazıyordu. Bunların üzerine araştırmalarda hayvansal ürünler size iyidir dedikleri bazı araştırmaların fonlarını görünce tabii işler değişiyor (süt size iyidir diyorlar ama Türkiye'de %78'inde laktoz hassasiyeti var).
**
Şeker ve karbonhidrat gerçekten kötü. Günde yarım saat kadar satranç oynarım. Üniversitede Türk kahvesine alıştım ve günde 3 bardak kadar içiyorum. Sabah Türk kahvesini içerken biraz takılıyorum, bazen işte kafa dağıtmak için 5 dakikalık 2-3 el atıyorum, akşam da bazen takılıyorum. Aylar önce fark ettiğim bir şey vardı, bol protein yediğimde elom patır patır yükseliyordu. Daha iyi düşünüyorum, zihnim daha berrak oluyor, rakibin hamlelerini daha net görüyorum. Fakat bazı günler (bir süredir glüten yedim ve jubile yapmak için dün donat aldım kick bokstan sonra 4 tanesini gömdüm), inanılmaz kötü oluyorum ve 1-2 gün öncesinde bol karbonhidrat ve şeker yediğim günlerden sonra oluyor. Dolayısıya karbonhidrat ve şeker beyni çok kötü etkiliyor. Yemediğim günlerde de, proteini biraz fazla alırsam yine daha iyi düşünüyordum. Bunu ben de fark etmiştim.
**
Bunların da dışında söyleceğim şey şu; kesinlikle günde 1 öğün salata yeyin, mevsim sebze ve meyveleriden, kuru yemişlerden (ama çiğ olsun) azar azar atıştırın. Her gün avuç avuç yemekten bahsetmiyorum, günde 7-8 çiğ badem, günde 1 mandalina ve ertesi gün 1 Amasya elması gibi. Et ve sala çok önemli. Bunları tüketin. Zaten Türkiye'de bu alım gücüyle %100 et yenir mi bilmiyorum.
Bu arada geçen bir yerde okudum; salam, sucuk, sosis yerine hindi vs gibi "füme etleri" tercih edin diyorlardı. Banvit'in, Lezzita'nın hindi fümelerini sabah kahvaltı için aldım.
Kahvaltı demişken, kilo vermek için günde 2 öğün (aralıklı oruç) yiyordum. Fakat bunu sürekli götürmemelisiniz. Mesela 3-4 hafta böyle aralıklı oruç, 1 hafta normal 3 öğün yemek... Bu şekilde devam edebilirsiniz. Aynı zamanda protein tozu, vitamin takviyesi falan alıyorsanız aynı şekilde 1 ay kullanın, 10-15 gün ara verin. Böyle devam etmeniz daha doğru olur.
**
- Sağlıklı beslenin,
- Spor yapın,
- 2,5 litre su için (spor yapıyorsanız +1, çay kahve içiyorsanız, içtiğiniz kadar bardak su ekstra, bunlar su yerine geçmez)
- Haftanın 3 günü maden suyu için (her gün içerseniz iyi)
- İşlenmiş besinleri tüketmeyin
- Abur cuburdan uzak durun
- Şekerli şeylerden uzak durun
Sağlam vücudu sağladıktan sonra sağlam kafaya gerek var:
- hobiler edinin
- iş ve hobilerle ilgili etkinliklere katılın
- kurslar alın, kişisel gelişim (beden dili, retorik, girişimcilik vs) üzerine kendinizi geliştirin
- savunma sporu öğrenin
- poligonda ara ara atış yapın (silah kullanmayı öğrenin)
- genel kültür alanında kendinizi geliştirin
...
eklemeler yapılabilir ama olayı anladınız.
**
LÜTFEN BEDENİNİZE İYİ BAKIN! Kola, abur cubur, şekerli şeyler ZEHİR. Hiçbir yararı yok, sadece beyin orgazmı sağlıyor ve sağlığınızı bozuyor. 10-15 günde 1 kez ve az tüketin!
276
views
2
comments
Andrew Tate İnternetten Silinince(!) Parti Veriyor - Türkçe Altyazılı
Tate Confidential'a yeni geldi ancak tam internetten silindikten sonra (ki inanıyor ama şüphe duyuyordum fakat bir gece 19 çevirimi sildiklerinde buna inandım), yat partisi veriyor. Büyük bir parti.
Bazı bölümlerini kırpıp görmenizi istedim. Çünkü Tate Confidential'ı takip etmeyenler (Türkçesi yok), tam olarak ne olduğunu bilemeyebiliyor. Aslında ilk bölümleri çok daha güzeldi ancak banlanma vs gibi olaylardan sonra Tate Confidential nedir, nasıl yaşıyorlar, ne yapıyorlar göstermek istedim.
İyi seyirler.
306
views
Andrew Tate, Kadınlar Özgürlük ve Cinsel Saldırı - Türkçe Altyazı
Bu konuda söyleyecek bazı sözlerim var. Dostlar bizim kültürümüz Türk kültürü. Köklü bir tarihimiz var. Bu tarih içerisinde, MÖ 8'de (10 yüzyıl önce), Tomris Hatun tek başına boy yönetti. Çanakkale ve İstiklâl Savaşı dahil, geçmişimizde Türk kadınları, erkeklerle birlikte savaştı; becerisiyle, bilgisiyle, zekâsıyla öne çıkıyordu. Yani ne Arap gibi çarşafa girip toplumdan silindi ne de sözümona medenî tipler gibi seks objesi hâline geldi. Türkî Cumhuriyetlere ve kendi bölgelerimizdeki kadınların giysilerine bakın; seks objesi gibi dekolteler falan yoktur! Atatürk'ün yakın arkadaşları, yaverleri ve Atatürk ile görüşmüş devlet adamlarının anılarında Atatürk'ün oje, makyaj ve dekolte sevmediğine ilişkin bir çok anı vardır. Türk tarihini bilen Atatürk, kadınların zekâsıyla, bilgisiyle, görgüsüyle, kültürüyle, becerisiyle önplâna çıkmasını istiyordu. Bir kaç yıl önce sözümona Atatürkçü yazarların dediği gibi "Atatürkçüyüz, inadına alkol içeceğiz, inadına mini etek giyeceğiz" meselesi değil! Yani 100 yıl önceki Türk büyüğünü dahi anlamaktan aciz toplumuz bu bir.
Türk tarihî ve kültüründe kadın her zaman erkekle eşit olmuştur. Tabii bu eşitlik birey anlamındadır. Kadınlar, hatun gibi (ecnebi prensesi) davranılmış ve Türk kadınları da Türk erkeklerini, erkek gibi yetiştirmiştir. Dolayısıyla 100-150 yıldır Avrupa'da dolanan sözümona kadın hakları ama özünde erkekleri kadınlaştıran ve kadınları erkekleştiren asalak hareketlere karşı benim bağışıklığım var. Kadın hakları ve eşitlik için kendi tarihinize ve kültürünüze bakın.
2010'dan sonra, 4'üncü nesil feminizm ile işler iyice karıştı. Bireylerin cinsel tercihlerini umursamam fakat erkeklerin çoğu eşcinsel gibi davranıyor, giyniyor, konuşuyor. Sosyal mühendislik ile bunu başardılar. Eşcinsel değiller ama ortalama böyle oldu. Burada bir problem var. Eşcinsel olup, böyle davranmalarında değil; erkeklere maskülenlik kötü, pis, kaka deyip sonra erkeklerin genelini bu hâle getirmeleri problem. Feminizmin tam karşıtı maskülenizmdir. Maskülenizmi olması gerektiğinden alıp, "maço, keko, tecavüzcü, arsız, iğrenç" bir şey olarak göstermeye çalıştılar. Bütün sosyal dinamiklerle oynadılar. Amaçları neden bu?
**
Kişisel görüşüm; kadın hakları ve eşitlik konusunda Avrupa'nın sosyal mühendislik projeleriyle hareket etmek yerine kendi tarihimizden ve kültürümüzden yola çıkarak ilerlemektir. Öte yandan böyle insanlar gördüm; eşi, erkek de olan arkadaşlarıyla diskoya gidiyor, tatile gidiyor ve adamın içi rahat. Kusura bakmayın ben bu kadar modern(!) olamam. Zaten diskoda ne işin var? Hele hele diskoda yüzlerce erkeğin önünde kalça sallamak marifet değil.
Kadın evde otursun, çalışmasın gibi bir görüşü de sahiplenmem mümkün değil. Bahsettiğim üzere Türk kültürü ve tarihinde nasıl kadınlar erkeklerle savaşabiliyor, boy yönetiminde söz söyleyebiliyordu; günümüzde de aynı şekilde ilerlenir. Kadınları sosyal hayattan çekip kopartmak, sadece çocuk bakmaya mahkûm etmek ne kadar saçmaysa, özgürlük adı altında kadınların cinsel obje haline getirilmesi de o kadar saçmadır.
Fakat Andrew Tate'in de sözlerine katılmak gerek; bırakın kızları, erkekler bile böyle boktan bir dönemde nereye gittiğini, ne yaptığını bir iki kişiye yazsın. Yeni tanıdığın kişiyle içmeye evine gidiyorsun. Organ mafyası mı nedir? Nasıl bu kadar rahat olabilirsin?
Oğlanları da kızları da güçlü yetiştirmeliyiz. Ufak yaştan itibaren savunma sporları öğretmeli, spora göndermeliyiz. Kendilerine güvenmeliler. Bu, erkeklerin kadınlaşması ve kadınların erkekleşmesi anlamına gelmiyor (sözümona medeniyetin dayattığı sosyal mühendislik gibi!). Aksine herkes kendini koruyabilmeli ve özgüvene sahip olabilmeli.
Rolleri değiştirmeye çalışıyorlar çünkü en tehlikeli kitle 16-30 yaş arası eli silah tutabilecek erkeklerdir. Devrim başlatabilir, adaletsizliğe karşı ayaklanır, devletin ve toplumun sırtına kene gibi yapışmış grupları yok edebilir. Dolayısıyla bu kitleyi obezleştirmek, borçlandırarak bağımsızlıklarını elinden almak, eğitim adı altında modern köle yetiştirmek (gerçek para kazanma ve girişim konusunda hiçbir şey öğretmezler), televizyon ve sosyal medyada zaman öldürmelerini sağlamak, cinsellik ve yemek gibi ilkel dürtülerle bu grubu hantallaştırmak amaçlarıdır.
Türkiye, Avrupa'nın en obez toplumu. Erkeklerin çoğu cinselliğe kafayı takmak ve bir sürü sağlıksız şey yemeden duramıyor. İradeleri yok, spor yapmıyorlar, kondisyonları yok, borç batağına saplanmış durumdalar. İşte maskülenizm yok edildiğinde olacak olan budur. Mevcut durumdan rahatsız ve tersine çevirmeye çalışan kim varsa, onları da engelliyorlar.
Dolayısıyla genç kardeşlerim kendinize yatırım yapın!
Bizlere havuç gibi uzatılan, gerektiğinde de sopa ile yönlendiren; harekete geçmemize ve disiplin sahibi olmamıza engel olan bu ruh halini kırmamız gerek. 1-2 yılda değişimi çok net göreceksiniz ancal 8-10 yıl sonra dönüşümü tamamlayacağınız bu sürece biran önce başlayınız.
1. derhal spora başlayın ama sadece sağlıklı görünmeyin (fitness), aynı zamanda kardiyo ile sağlıklı olun (yani koşun, kürek çekin vs)
2. Kick boks, bjj gibi yakın ve/veya uzak dövüş sporlarını öğrenin
3. Sağlıklı beslenin; abur cubur, şekerli şeyler, işlenmiş gıdaları tüketmeyin. Haşlanmış ve fırınlanmış şeyleri tercih edin.
4. Günde en az 2,5 litre su için. Sporda ben 1 lt su kaybediyorum, dolayısıyla spor günleri 2,5+1 litre içiyorum. Çay ve kahve idrar söktürücüdür sayılmaz. "Kola içiyorum" olmaz. Maden suyu sayılır ama kahve ve çay tüketiyorsanız 1 fincan ise, o kadar daha fazla su içmelisiniz. Mesela 500 ml kadar çay içtiniz ve o gün spor yaptınız dolayısıyla 2,5+1 litre ve 500 ml çay için ekstra 300-500 ml su içiniz. Tabii çok genel veriyorum, çeşitli rahatsızlıklarınız varsa doktora danışın.
5. Sizleri zehirleyen televizyon, kalça sallamalı tiktok saçmalıklarından falan vazgeçin. Tiktok ve instagram'da alana ait (tarih, spor, belgesel vs) çok güzel kanallar mevcut. Bunları izleyiniz.
6. Yetişkin içeriklerini TÜKETMEYİN! Kadınlarla birlikte olun, fakat imkânınız yoksa günde 1-1,5 saatiniz video bulmak ve sonra kendinizi tatmin etmekle harcamayın.
7. Paraya bakış açınızı değiştirmek için Zengin Baba Yoksul Baba, Babil'in En Zengin Adamı gibi kitapları okuyun ve ilgili (Dropshipping vs) kursları satın alın.
8. Hobileriniz ve kendinizi geliştirmek istediğiniz anlanlarda kurslar ve etkinlikler bulup gidin. Aynı zamanda çevre edinirsiniz ki çevre çok önemli.
9. En önemlisi de azim, kararlılık ve sabır. Ağırlık çalışmaya başladığınızda 6-8 aydan önce tatmin edici sonuç göremeyeceksiniz. Savunma sporlarında sparring yaparken 6-7 aydan önce düzgün maçlar çıkartamayacaksınız (ama öncesinde deli gibi zevk alırsınız). Yani kendinize toparlanmak için 1 yıl, gelişmek için (düzgün vücut) 2-3 yıl verin. Ayrıca diyetisyene gitmenizi öneririm. Bırakmayın, sakın bırakmayın.
1 ay boyunca deli gibi çalışmak, haftanın her günü spora gitmek, 1 yıl boyunca haftada 3 gün gitmekten daha verimli olmaz. Burada önemli olan istikrârdır. Devamlılık. Ben Pazartesi boşum: Salı-Perşembe-Cumartesi kick boks (ki Cumartesi sparring), Çarşamba-Cuma-Pazar ise fitness yapıyorum. Fitness yapmıyorsam bile evde gölge boksu, şınav, mekik, ters mekik, çök kalk gibi bazı hareketlerle 30-40 dakika çalışıyorum. Skolyoz çıktığı için haftada 3 gün, 15 dakika kadar yoga hareketlerini yapmaya çalışıyorum.
Beyninizi zehirliyorlar. Bildiğiniz zehirliyorlar ve bunu fark etmiyorsanız ancak bu yazıyı okuyorsanız yavaş yavaş değişme başlayın. Sonra sabah 700 kalorilik 2 zeytinli açma, öğlen yağlı yemek, akşam makarna, 8'den sonra kek pasta börek ve gün içerisinde abur cuburlar ve sabahtan akşama ara ara sosyal medya, akşam tv'deki saçmalıklar, gece saçma tiktok akımları ile ne kadar zehirlendiğini göreceksin. Erkek olma kavramını nasıl "kekoluk, maçoluk, barzoluk" şekline soktukları ve Maskülenizme savaş açtıklarını göreceksin.
Bunu değiştireceğiz! Maskülen erkek olmak; kadına şiddet uygulayan, ilkel, cinsel saldırıda bulunan, herkese asılan, görgüsüz yaratık olmak değildir. Tam tersine kendi içindeki olgunlaşma sürecini yaşayan ve tamamlayan, kendisini geliştirmiş, kadın veya birisine muhtaç olmayan (evet kız peşinde koşmayın, sevgiliniz olmayabilir, normal!), kadınlara centilmen gibi davranan, erkek-kadın dinamiklerini bilen, radikal solcular gibi hayalperestlik içerisinde değil gerçeklerle yaşayan ve bunlara göre adım atanlardır.
Feminizmin karşıtı maskülenizmdir. Yani dişil ve erildir. Eril olmak, erkeksi olmak nedir? Spor yapacaksınız! Kadınlar neden kaslı erkek sever? Binlerce yıllık evrim sonucu erkek kadını daha iyi korur, daha iyi avlanır. Fakat siz kadın için değil KENDİNİZ İÇİN spor yapıp fit kalacaksınız. Özgüvenli olacaksınız; bunun için kültür, görgü, tartışabilme yeteneği (kavga değil), spordan ve çeşitli hobilerden gelen, çevreden gelen kendine güven gerek. Bu yüzden spor, hobi, çevre, maddi konuda kendinizi geliştirmelisiniz.
Kadını beğendiniz. Nasıl konuşacaksınız? Bunu öğrenin. Öğrenmek için Neil Strauss'un Oyun kitabını, Robert Greene'in Baştan Çıkartma Sanatı kitaplarını alabilir; Dr. Red Pill, Erkekadam.org gibi kaynaklardan yararlanabilirsiniz. Eril bir erkek, bir kızdan hoşlandığında yanına gitmekten korkmaz. Nasıl konuşacağını bilir (direkt çok güzelsin denmez!). Kız reddederse hayalleriniz yıkılıp geriye dönmezsiniz. "İllâ kız arkadaşım olmalı" demezsiniz, zaten olgunlaşmada, maskülenlikte ilerlediğinizde onlar çevrenizde bulunmak ister. Bu konuda kesin ama kesinlikle acele etmeyin! 20-22 yaşına geldim ama kız arkadaşım olmadı gibi bir baskınız OLMASIN!
Bu, cinsellik vs ile olan bölümüydü. Konuşmayı, hitabeti, retoriği geliştirmeniz gerekecek. Bunun için kitaplar, kurslar alabilirsiniz. Fakat ne yaparsanız yapın, sürekli tekrar ile ve pratik ile gelişeceksiniz. Yani? YANİ TOPLUM İÇİNE ÇIKIN!
Bir erkeğe geri dönersek, kendi kendine hayatını idame ettirebilmeli ve etrafındakilere de bunu sağlamalı. Yani kadına, çocuğuna bakabilmeli. Dolayısıyla işe ve paraya geliyor. İşsizseniz, cinsel pazar değeri düşecektir. Yükseltin. Fakat çalışarak zengin olamazsınız. Alıp satmayı, dropshippingi deneyin. Borsa ve kriptoyla uğraştım ama öyle 1-2 yılda vurgun yapılacak yerler değil (yapan var, ben bunu beceremedim). Fakat uzun süreçli yatırımlardır. Fakat para kazanmayı öğrenmeniz gerek ve para kazanmanın da size okullarda öğretilmediğini anlamalısınız. Yani bakış açınızı değiştireceksiniz!
Öteki tarafta "çerçeveleme" gibi psikolojik terimleri ve temel psikolojiyi öğrenin. Baskın olmayı ÖĞRENMELİSİNİZ. Bu, "dediğimi yapacaksınız yoksa döverim" tarzıyla olmayacak. Fakat iknâ etmeyi öğreneceksiniz. Örneğin Atatürk, etraftaki herkesin fikrini dinler ve tartıp kendi fikrini söyler; diğerlerini de iknâ ederdi. Cumhuriyetin ilanından önce mecliste çalışma gruplarına hitabetini de hatırlayalım:
"... Şimdi de, Türk Milleti bu mütecavizlerin hadlerini ihtar ederek, egemenlik ve saltanatını, isyan ederek kendi eline açıkça almış bulunuyor. Bu bir olupbittidir. Söz konusu olan; millete saltanatını, egemenliğini bırakacak mıyız, bırakmıyacak mıyız meselesi değildir. Mesele zaten olupbitti haline gelmiş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, mutlaka olacaktır. Burada toplananlar, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce uygun olur. Aksi takdirde, yine gerçek gerektiği şekilde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir."
Görüldüğü gibi, gerektiğinde de zorlamayı bileceksiniz.
**
Anlatacağım çok şey var ancak kabaca psikolojinizi, bakış açınızı, bedeninizi değiştireceksiniz. Daha olgun, daha stabil, daha güçlü, daha sağlıklı, daha baskın olacaksınız. Olmalısınız. Kızlar terk edince üzülen, kaybetmemek için türlü türlü kaprislerine katlanan erkekler olmayın. Sürekli cinsellik (Tiktok ve instagram'da dahil) tüketen ve sürekli tıkınan, alkol alan insanlar haline gelmeyin. Sigara zaten içmeyin!
Bu videoları izleyen, bu yazıyı okuyan kişi zaten farkındadır ve değişim başlayacaktır. Belki ne yapacağınızı bilmiyorsunuz belki henüz başlayamadınız. Ben, elimden geldiğince yol göstermek istedim. Yaşadıklarımdan yola çıktım, düşüncelerimi paylaştım. Doğru tek değildir, farklı yok deneyebilirsiniz.
Spor yapan, maskülen olan herkes Andrew Tate, Brad Pitt, Tom Cruise olacak değil bu arada. Vücüdunuz fit olacak, yılda 1 aile sağlık merkezinde kan değerlerine baktıracaksınız onlar sınırlar içerisinde olacak, koşabileceksiniz, oturuşunuzla fark edileceksiniz; beden dilinizi iyi kullanacaksınız vs vs... Bunlar da okuyarak, uygulayarak, başarısız olup tekrar dönüp gözden kaçan noktaları görüp, sonra bunları karakterinize yedirerek, yıllar içerisinde olacaktır. 3 yılda olabilir 10 yılda ama olur. Zehir gibi gençlersiniz. Beyni yıkanmış, sosyal mühendisliğe kurban gitmiş diğer yığınlar tabii ki sizi anlamayacak, tabii ki anlaşamayacaksınız. Önemli olan sizin gibi düşünenlerle bir araya gelmek ve birlikte hareket edip birbirinize değer katmak, güçlendirmek. Maddî, manevî, motivasyon gibi her anlamda birbirinize değer katmak.
Başarırsınız gençler, biraz sabır biraz azim, biraz kararlılık.
608
views
Sneako'dan Andrew ve Tristan Tate Taklidi (Günlük Rutinleri) -Türkçe Altyazılı
Birlikte yaşıyorlar, program falan yaptılar. Andrew ve Tristan Tate'in günlük rutinlerini komik şekilde anlatmış. Tristan Tate'in kadınlar üzerine bir kaç konuşmasını çevirdim, ona da göz atabilirsin.
255
views
Andrew Tate'in Günlük Rutini, Çalışmak ve Fetih - Türkçe Altyazılı
Şimdi bu videoda bir kaç şeye dikkat çekmem gerek.
Öncelikle "telefondayım" demesi, konuşma anlamında değil, "telefonumla ilgileniyorum, telefonda iş yürütüyorum" vb sözcükler uzun olacaktı ve zaten hızlı konuşuyor. Dolayısıyla telefondayım yazdım.
Öte yandan gençleri uyarıyorum, "Andrew'de telefonda" diye sabah kalkıp 15 yaşında kalça sallama akımı yapan ve başka hiçbir özelliği olmayan insanların saçma videolarını izlemeyin. Bunu kastetmiyor. Söylediği şey sabah kalkıp, gelen mesajlara bakmak, mailleri okumak (ki 2-3 mailime yarım saat içinde cevap yazdı), işlerini halletmek, belki dünyayı takip etmek. Başka konuşmalarından şunu biliyorum; telefonundaki bildirimlere ve yapılacaklara bakıyor, sonra (Sneako'nun deyimiyle kahve diye bağırıyor) oturup satranç oynuyor. Sonra egzersiz, çalışma vs..
Bakın burada adamın bir amacı var, bunun peşinden koşuyor. Motive olmuş, bundan zevk alıyor, zorla yapmıyor. Milletin içine karıştığımda hayat enerjisi içinden alınmış her yaptığı işten bunalan, her şeyden sıkılan insanlar görüyorum. İş yapmayı sevmiyor, bütün haftayı, hafta sonu ailesiyle yapacağı kahvaltı için zorla geçiren ve bütün yılı da yaz ayında 4-5 günlüğüne borçlanarak gideceği tatil için yaşayan insanlar var. Bezmiş, bıkmış, hayattan kopmuşlar.
Sorun işinizde değil, sorun ne yaptığınızda değil. Böyle çok insan tanıdım, istediği ve hayalindeki işe giriyor ya da her neyse (hobi vs) onu yapmaya başlıyor ve 1-1,5 yılda ondan ya da oradan nefret edecek hale geliyor. Sorun dışarıdaki etmenler değil, sorun içinde. Kendiyle barışık değil, mutsuz, huzursuz, memnuniyetsiz, kaprisli olması. Ne yapacağını bilmemesi.
Andrew Tate ile hayatıma kattığım en önemli şey şuydu: daha önce bir kaç kez kaybedim Steve Jobs ve Cengiz Han ile, Emir Timur ile bulduğum odaklanmayı tekrar ve 30 yaşımdan sonra daha doğru şekilde bulmamı sağladı. Ne yapacağımı, nasıl yapacağımı bilmemi sağladı. Zengin Baba Yoksul Baba kitabı ve Andrew Tate gibi kitap, kişiler ve olaylarla birlikte; üniversiteden mezun olup, "asgari ücretin bir tık üzerinde" maaşla yıllarca çalışıp, emekli olup 50-60 yaşımda emekliliğin keyfini(!) sürmek istemiyorum. Kaldı ki o emekli maaşıyla, emekli olduğunda bırak evi, araba bile alamayacağın tazminatıyla neyin keyfi? Keyif de değil, doğrusu zevk de neyse.
Şimdiden sonra eşek gibi çalışıp 40'ıma geldiğinde hayat standartlarımı çok büyük ölçüde sağlamlaştırmak, en geç 45'imde çalışmak zorunda olduğum için değil, çalışmak istediğim için çalışıp; gençlere ve diğer insanlara yardım etmek istiyorum. Doğru yere yöneltmek. Kültürüne, diline, tarihine sahip çıksın; sağlıklı yaşasın, kondisyonu yüksek olsun, sağlam karakterli, özgüvenli, cesur bir genç nesil gelsin istiyorum. Bunun için uğraşacağım.
Bu hayali (ve politikada düşüncelerim var) başarmak için elbette maddî güç gerekecek ve kendim için değil; bu maddi güçle ahlâklı, dürüst, düzgün insanları bir araya toplayıp, karanlığa karşı savaşta bu insanların durumunu da güçlendirmek istiyorum.
Çünkü özellikle işi kurduktan sonra son 7 yılda gördüğüm bir şey var; birileri yurt dışı destekli STK'lar, localar, cemaatler, çeşitli örgütler, rüşvet vs sayesinde milletin vergisini sömürürken; çok önemli iş yapsanız bile tek aldığınız projenize red ve sonra ilaç ismini değiştirip aynı proformalar, kaynaklar ile başka firmalara satılması. Bolca vergi borcu, bolca uğraş. Yaptığımız iş inşaat falan değil, 56 firmayla çalışmışız (bazılarıyla devam ediyoruz) proje bazlı ilaç geliştirme. Katma değer!
Bunları gördükten, bakanlıkları gördükten sonra; bildiğim tek bir şey var o da bizim gibi insanların bir araya gelip güçlenmesi, birlikte hareket etmesidir.
**
Bu yüzden genç arkadaşlarıma söylüyorum; amaç edinin. Eğer 20'li yaşların başındaysanız, kendinize yatırım yapın. Zenginlik 25'te gelmez. Belki sonrasında da gelmez. Sizi böyle uyutuyorlar, zengin olacağınızı düşünüyorsunuz. Her şey iyi olacak. Abur cubur ye, televizyon programlarına dal, borçlan, sabah işe git akşam gel, hafta sonu kahvaltıyı iple çek, yılda 1 tatile git. Telefon al, 2 yıl borçlan. Araba al 10 yıl borçlan. Ev al 20 yıl borçlan.
Bakış açınızı değiştirin, kendinize yatırım yapın, sağlıklı yaşayın. Telefonu, Tiktok'taki saçma hesapları kullanmak için değil; motive olmak, yeni etkinlikler bulup katılmak için kullanın.
Ayrıca sabahtan akşama kadar bu videoları izleseniz, oturup girişimcilik kitabı okusanız bile 40 yaşına geldiğinizde hâlâ bunları yapıyor olacaksınız. Yani bütün hayatınız boyunca yüzme ile ilgili kitaplar okuyup, yüzme ile ilgili videolar izlemek size yüzme öğretmez. Hazırlık sağlar ama er ya da geç o suya girmelisiniz, biraz su yutmalı ama uğraşarak, acı çekerek, başarısız olarak devam etmek ve başarısızlıklar sonunda yılmadan, izleyip okuduklarınızı da aklınızda tutarak çabalamak ve yüzmeyi öğrenmek zorundasınız.
Hayatta her şey böyle. Z kuşağının en büyük problemi, okuyarak ve izleyerek; Google'da aratarak her şeyi bildiğini düşünüyor. ADIM ATMALISINIZ! İzlemek, okumak yetmiyor.
1.44K
views
Andrew Tate Jake Paul ile Karşı Karşıya (face off) - Türkçe Altyazı
2 gün önce Floyd Mayweather ve Deji arasında (ki youtube'da başlayan boks macerası) maçı vardı. Logan Paul, sert sözler söylemişti, Deji'nin babası üstünü çıkartıp sahneye davet etti, çıldırmışsın dedi. O sırada Andrew ve Tristan'da oradaydı ve Jake Paul ile karşılaştı. Böyle yüzleştiler. Ne konuştular tam anlaşılamıyor. Andrew Tate, gülümsüyor ama bir şey söylüyor, Jake Paul'un kızdığı görülüyor. İşin daha ilginç tarafı da, Tristan'ın abisinin arkasında yer alması. Hemen gelip, arkasını kolluyor. Sürekli birbirlerini motive ediyorlar. Spor konusunda veya herhangi bir konuda hemen destekliyorlar.
Biraz da şeytanın avukatını oynayalım. Andrew Tate ve Jake Paul, bu işi ün ve para için yapıyor olabilir. Youtuber boksu olayını zaten Paul kardeşler getirdi. Bizim Türkiye'de de buna benzer işler yapmaya çalışan ama beceremeyenler oldu. Dolayısıyla bu tür "gerilimler", daha fazla konuşulacak. Her konuşulma; atılan her video, her tweet, gönderilen her mesaj bir kaç dolarlık reklam. Neticede milyonlarca belki milyarlarca dolar değerinde reklam olacak. Ara gerilecek, insanlar Top G'yi ya da Jake Paul'u tutacak. Sonunda boks maçı yaklaşacak, burada iyi para kazanılacak. Ortaya koyulan paraların 4'te 1'i kaybedene 4'te 3'ü kazanana gidiyor sanırsam. Organizasyondan gelen para da cabası. Belki kaybeden bile kazanacak. Buradan baktığımızda doğal bir gerilim olabilir. Youtube, instagram ve Twitter'da otomatik olarak reklam yapılacak.
Sonuç olarak, ne olursa olsun bir maç gerçekleşecek. Duyduklarınıza inanmayın, gördüklerinizi de sorgulayın derler. Andrew Tate gibi insanlar farklı düşünmemize neden oluyor. Bu yüzden iyi ancak KİMSEYE ve hiçbir düşünceye körü körüne bağlanmayın.
Esen kalın.
416
views
Andrew Tate Boksun Temellerini Anlatıyor - Türkçe Altyazı (Andrew Teaching Boxing)
Hayatımda 4-5 kez kavga ettim, trafikte falan bir kaç kez boğuştum ancak hiç dayak yemedim. Boy ve cüsse avantajım vardı. Çok da ciddi kavgalar değildi. Fakat Andrew Tate'ten sonra, zaten ergenlikte istediğim ama ailemin korkusu nedeniyle gitmediğim kick boksa başladım. İlginç... 16 yaşımda kick boks ve siyaset istiyordum, korktular. Başka bölüme gittim, 3,5 yıl okuyup bıraktım, siyaset bilimi bitirdim, siyasete kıyısından girdim, kick boksa başladım. Olacağı varsa oluyor :)
Kick boksa ilk başladım, normal yumruk vs fakat sparring? İşte olay orada... İlk alıştırma maçımda (sparring) ki ilk hafta ya da 2'nci hafta başlamıştım erkendi ama hoca alışmamı istedi; karşımda çok deneyimli birisi vardı ve dikildim, ne yapacağımı bilemiyorum, yumruk geliyor görüyorum, kapatıyorum sözde ama pat yüzümde. Tabii fasülyeden olduğum için sert vurmuyorlar. Antrenör olayına geleceğim. Derken sonra, sonra, çalışmalar, kombinasyonlar, lapa, tekrar çalışma... Şimdi Cumartesi günlerini iple çekiyorum (sparring günü). Muazzam zevk alıyorum.
İlk sparring sonrasında ne kadar sert vurmasalar ve kaval koruma, kask, dişlik vs olsa bile; sol tarafıma yumruk ve tekme almıştım. Yüzüme gelen yumruklar acıtmadı ama sol tarafım 1 ay boyunca hafifçe sızladı. Daha önce dayak da yemediğim için ilk kez tanıştığım bir duyguydu. Sonra daha sertleri geldi, 2-3 gün hafif acıyıp geçti. Dudağım hafifçe patladı, eve gidip buz koydum 3 günde düzeldi. Ufak kazalar oluyor.
Antrenör meselesine geleceğim. Yeğenim Eskişehir'de boksa başladı. Ben de kick boksa başladım. Bizde herkes aynı giynir, kask takar, kaval koruma takar, dişlik vardır. Sparringde yıllardır bu işi yapanlar karşılarına diğerlerini alır. Yenilere sert vurulmaz. Amaç öğretmektir. Onur hocamız disiplinli, sağlam. Dolayısıyla her şeye hakim. Küçük yaştan beri kick boks yapıyor ve belgeli antrenör. Bunun önemini anlıyorsunuz. Yeğenim ise dişlik bile taktırmadıkları yere gitmiş. Kendi aralarında sparring yapıp birbirlerini nakavt ediyorlar. Böyle saçmalık olmaz.
Normalde sparringde 14-16 hatta 18 oz (yumuşak) eldiven, kaslık, dişlik falan gerek. Dişlik hele! İşte ne yaptığını bilmeyen saçma sapan antrenörlerden sakın ama sakın eğitim almayın. Bu işin olayı antrenör. Disiplinli olacak, ne yaptığını bilecek, korumalarınıza önem verecek.
**
Trafikte falan hem suçlu hem güçlü adama inerdim. Sinirliydim, millete patlardım. Hem kız arkadaşım hem annem, aman kick boksu bırakma diyor. Pamuk gibi oluyorum. Erkeğiz, içimizde savaşçı ruh var, zehri dışarı atmamız gerek. Oynadığımız oyunlar savaş oyunu, rekabet ve bu tür patlamalar genetiğimizde var. Bunu doğru yere yönlendirmek önemli.
Bunun dışında kick boksta cesur olmayı, kendini kontrol etmeyi öğreniyorsun. Mesela geçen otomatik kapı kapanırken refleks şeklinde ellerimi yüzüme götürüp gardımı aldım. Önceden el uzatırdım. Kas hafızası ve bilinçaltı buna alışıyor. Bu çok önemli. Darbeler geliyor, sarsılıyorsun, alışıyorsun. Bacağına tekme geliyor, bacağın taş gibi oluyor. Alışıyorsun. Savunma sporu çok ama çok önemli!
İyi bir antrenör, iyi bir salon bulun ve başlayın. Keşke yüzme, okçuluk, voleybol, tenis vs ile uğraşacağıma ufak yaşta kick boksa gitseymişim.
Korkacak bir şeyiniz yok. Düzgün antrenör bulun yeter. Bir kaç ders gözlemleyin. Korumaya önem vermeyen, disiplinli olmayan yere gitmeyin.
Esen kalın.
382
views
Tristan Tate'in Çok Önemli Motivastyon Konuşması - Türkçe Altyazılı
Zor zamanlarınızda bazı insanlara denk gelirsiniz. Üniversitede (ki istemeyerek gittiğim, okuldan nefret ettiğim bir dönemde) Steve Jobs ile tanıştım. Hayatıma katkısı muazzam idi. Sonra bilgisayar mühendisliğini 3'üncü yılımda bırakıp uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi bölümüne geçtim. Çok zor bir karardı. Okula gitmiyordum, derslere girmiyordum, hayatımdan ve her şeyden nefret ediyordum. Steve Jobs ile böyle bir dönemde minimalizm, vizyoner olmak vb gibi bir sürü şeyi öğrendim. Hayatını inceledikçe, kitapları okuyup videolarını izledikçe yıllarca kaligrafi gibi farklı alanlara yöneldim ve bir sürü şey öğrendim.
Ardından Putin ile tanıştım. Blog yazmaya başlamıştım. 1 kuruş dahi kazanmadan 2014'ten 2022'ye kadar yaklaşık 600'e yakın yazı yazdım. İnsanları, toplumu ve özellikle gençleri doğruya yönlendirmeye çalıştım. Belki benim doğrum ancak, en azından farklı bir bakış açısı sunmaya çalıştım. Bazen tuttu, davalar ve tehditlerle de uğraştım. Steve Jobs gibi Putin'in karakteri ve özellikleri, vizyonu ve yaptıkları da bana ilham kaynağı oldu. Bu süreçte elbette Atatürk, rehber gibiydi. Hayatını, yaptıklarını her fırsatta okudum. 2019'da, Samsun'a çıkışın 100'üncü yılında onlarca kitap alıp; Millî Mücadeleyi her yönüyle anlamaya çalıştım. Hâlâ okuyorum. Atatürk'ü kendi yazdıklarından, büyük yazarlardan, tarihçilerden, kütüphanecisinden, arkadaşlarından okudukça; bir şeyler yerine oturmaya başladı.
Atatürk'le birlikte, Türk kültürü, Türk tarihi ve Türkçe sevdam katlandı. Derken "zaten bildiğimiz(!)" Fatih Sultan Mehmet, Emir Timur, Cengiz Han gibi liderlerin de hayatlarını okudum, okumaya da devam ediyorum. Blogda bir çok şeyi (bir çoğunuzun bildiği kırmızı kurdele ve Şaman adetlerinden Göktürkçe'ye bir çok şeyi anlattım). Öğrendiklerimi aktarmak istedim.
2010'larda PUA (Mystery) ile Neil Strauss'un Oyun kitabını okuyarak tanıştım ve İngilizcem Steve Jobs ve Myster videolarıyla epeyce gelişti (çünkü Türkçeleri yok). Ardından yine zor zamanlar geçirdiğim bu dönemde kırmızı hap, Andrew Tate, Jordan Peterson gibi insanlarla tanıştım. Yine bir sürü şey öğrendim, fikirlerim değişti, bunları çevirerek gençlere farklı bakış açısı sunmak istedim.
Yazacağım çok şey var aslında ancak diyeceğim o ki; hayatta kendinize örnek alacağınız, ilham alacağınız insanlar bulun. Örneğin Naim Süleymanoğlu, Michael Schumacher, Magnus Carlsen gibi isimler benim için çok önemlidir. Azimleri, uğraşları, pes etmemeleri gibi. Aynı şekilde Atatürk, Cengiz Han, Emir Timur, F.S. Mehmed, Steve Jobs, Putin gibi insanların yaptıkları ve hayatları da ilham olmuştur. Zengin Baba Yoksul Baba kitabı (Babil'in En Zengin Adamı vb kitaplar ile), 30 yaşımdan sonra maddi konulara bakış açım değişti. 31 yaşımda gittiğim askerlik, çok şey kattı ama öğreneceğim her şeyi öğrenmek istedim (6 ay). Andrew ve Tristan Tate kardeşlerin düşünceleri ise 30 yaşımdan sonra erkek olmak üzerine farklı bakış açısı kattı ki 1 yıldır düzenli spor yapıyorum, fitness yanında kick boksa başladım. Zaten ara ara hep spor yaptım ancak artık sürekli devam edeceğim. Kick boks da gerçekten korkuları yenmeyi, cesur olmayı sağlıyor ve ben trafikte bana atar yapana inip boğazına yapışırdım, çok yanlış. Kick bokstan sonra bu yönüm de törpülendi çünkü içimdeki o kirli enerjiyi atıyorum, rahatlıyorum.
Bütün bunlar düzene girdi. İşim henüz tam oturmasa da bir çok şey oturdu, özel hayatım yoluna girdi, çok özel bir kadınla tanıştım. Bütün bunlar, her şeyin parçası. Gerçekten de bir plan var, işliyor. Matrix, evren, kader, kısmet ne derseniz deyin; bir sonraki aşama, ancak siz hazır olduğunuzda açılıyor. Hazır olmak için çalışmalı, kendinizi zorlamalı, uğraşmalısınız. Zor zamanlar yaşayacaksınız. Esas soru şu; bu zor zamanlara ve ardından gelecek olan güzelliklere hazır mısınız? Hazırlanıyor musunuz? Eğer hazır değilseniz ve hiçbir şey yapmıyorsanız, hayatınız düzelmeyecek. Hayat, hazır olmanızı bekleyecek!
O yüzden kıçınızı kaldırın, spor yapın, sağlıklı beslenin, bol su için, kendinizi geliştirecek etkinliklere ve kurslara katılın, okuldaysanız kulüplere katılın, çevrenizi geliştirin, kültürünüzü ve bilginizi geliştirmek için araştırın; saçma sapan kıç sallama akımlarına bakmayı bırakın, tv izlemeyin, zaman öldürmeyin, ilkel yaratıkların en temel dürtüsü olan yemek ve cinsellik dürtüleriyle yaşayan sığ bir tip olmayın!
Milyonlarca kişi bunu başardı, siz de başarabilirsiniz. Ancak şunu bilin; HAZIR OLMALISINIZ! Şans bir kez gelebilir ve geldiğinde hazır olmalısınız. Hazırlanmalısınız. Her şeye! Trafikteki kavgadan, hayatınızın fikrini, ülkenin en önemli insanına sunarak fırsat yakalayabileceğiniz 2 dakikaya bile hazır olmalısınız! Bu da kendinizi geliştirerek olur.
Bunları yapmazsanız, ne zengin ne sağlıklı olabilirsiniz! Bunlar olmadığı gibi depresyondan ve bunalımdan çıkmayan biri olarak kalacaksınız. KALKIN! KIÇINIZI KALDIRIP BİR ŞEYLER YAPAMYA BAŞLAYIN! Çünkü bunu yapabilecek gücünüz ve kuvvetiniz var. Aynada gözünüzün içine bakın ve onu görmeye çalışın dostlarım.
811
views
1
comment
Andrew Tate Vücut Geliştirmek Ve Dövüş Sporu - Türkçe Altyazı
Vücut geliştiricileri dövüşçü olamayacak kadar korkak oldukları için salona giden tipler olarak değerlendirmiş Andrew Tate...
Şahsen salona gidip bench de basıyorum, kick boksa da başladım. Salona uzun süredir gidiyorum ve oradaki gençlerin sadece görüntü için uğraştığını; nabız yükseltme, kardiyovasküler sistem (kalp, damar, akciğer) için uğraşmadıklarını görüyorum. Arkadaşlar koşu, bisiklik vb işlerle uğraşın. İllâ 30 dk deli gibi koşmaya gerek yok. HİİT olarak yapabilirsiniz.
Örnek:
2 dakika ısınma,
2 dakika hafif koşu,
1 dk yavaş yürüme,
30 saniye tam güç depar,
1,5 dakika yavaşlama
(son 2 taneden bir kaç döngü, kendi kondisyonunuza göre)
Çünkü taş gibi görünen elemanların, 100 metre koşamadığını gördüm. İri yarı, The Rock gibi görünüyor ama tırt. Kondisyon yok, damar ve kalp konusunda sorun var. SAĞLIKLI VE GÜÇLÜ GÖRÜNMEYİN! Sağlıklı ve güçlü olun.
Kick boks işe başka mevzu. Küçüklükten beri gitmek istedim ama ailem biraz korktu ama Andrew Tate reyizden sonra başlamaya karar verdim. 12-15 yıldır PUA olayıyla flört halindeydim, oradan erkek-kadın farklılığının bilimsel gelişimi vb konular ve kırmızı hap konularına da aşinayım, bununla ilgili bir sürü materyal okudum tabii ki. Fakat Andrew Tate ile birlikte farklı bakış açısına gitti iş.
Evet sağlam, güçlü, kondisyonu yüksek, özgüvenli, diğer erkeklerle rekabet edebilecek birisi olmalıyız. Boyumuz uzun olmayabilir, paramız olmayabilir; fakat elinizde geliştirebileceğiniz onlarca karakter özelliği ve binlerce yeteneğiniz var.
Kick boksa başlamam ile birlikte, muazzam bir dünya önüme açıldı. Normalde trafikte kavga etmek için inerdim çünkü haksızlığa tahammül edemiyorum ve hem suçlu hem de arabadan el kol yapanların üzerine jet hızıyla koşuyorum. Kick boks ile birlikte bu tür olaylar bitti. Sakinleştim. Rahatladım. Kick bokstan çıkınca pamuk gibi oluyorum. Bazen darbe alınca bir kaç gün sorun tabii ama böyle böyle gelişiyor. Morarıyor, ağrıyor fakat vücut hazırlıyor kendini: "bunca yıl yattın, durum kötü, sağlam olmak ZORUNDASIN". Tate'in dediği gibi.
Dövüşmeyin, kavga çıkartmayın, kimseye salça olmayın. Fakat size bulaşacak biri olursa bundan da kaçmayacaksınız. Bunun için savunma sporu öğrenin. Spora da gidin. Öyle hayvan gibi kaslı olmanıza gerek yok, vücudunuz şekilli olsun ki, giydikleriniz yakışsın. Böylece topluluk içinde özgüvenle yürürsünüz.
Katıldığım yönler var, katılmadığım yönler var elbet ama ben elçiyim, mesajları size ulaştırıyorum ve gençlerin, doğru hayat tarzını bulmak için inceleyeceği materyallerden bazılarını paylaşıyorum.
Kendinize iyi bakın:
- Spor yapın,
- Sağlıklı ve dengeli beslenin,
- Abur cuburdan uzak durun,
- Düzenli hayat yaşayın,
- Savunma sporu öğrenin,
- Kendinizi geliştirin
367
views
Andrew Tate: Matrix'ten Kaçmak ve Bilgi - Türkçe Altyazı
Hepinize esenlik diyorum,
Aslında bu videoyu sonra paylaşacaktım. Malûm olay nedeniyle 3-4 gün paylaşım yapmak istemedim. Fakat New York Times'ın Türkiye'ye karşı attığı başlığı gördükten sonra, konuyla ilgili olduğu için yüklemenin doğru olabileceğini düşündüm.
Bu hain saldırı kınıyor; ölenlere rahmet, yaralılara acil şifa diliyorum. Bu süreçte korkmayın, geri çekilmeyin, İstanbul'da İstiklâl'e gidin! Korkunuz olmasın, amaçlarını yapmalarına izin vermeyin.
**
Konuya gelecek olursak: odadaki fil olayı burada işliyor. Bir odaya, daha önce fil görmemiş 7 kişiyi gözleri kapalı şekilde soksak ve odaya fil koysak ve dokunduktan sonra bize tarif etmelerini istesek farklı bakış açıları ortaya çıkacaktır.
Kuyruğuna, hortumuna, bacağına, gövdesine, dişine dokunan insanlar; "fil" dediğimizde, farklı şeyler anlatacak. İşte kısaca politika ve medya budur. Olay gerçek ancak hangi bakış açısından anlatıyor? 4 farklı medyada aynı habere izlediğinizde 4 farklı düşünce ve 4 farklı duyguya kapılabilirsiniz. Medya sizi zehirliyor. Bundan kurtulmanın yolu, haberleri farklı kaynaklardan izlemek ve kendi mantığınızdan geçirmek ZORUNDASINIZ.
Bunu, uluslararası ilişkiler okurken gördüm. Eski SSCB ülkelerinden gelen çocuklar, 2'inci Dünya Savaşı sonrası oluşan düzen konusunda sürekli "biz böyle görmedik, bize böyle öğrettiler" vs şeklinde söylüyordu. Batı uydusu olarak batılıların yazdığı kitaplardan, batılıların bakış açısından öğreniyoruz.
Bunu gördükten sonra Rus kaynaklarına yöneldim, Baltik ülkelerinin haberleri ve düşünce kuruluşlarının makalelerini okumaya başladım. Rusya ve Çin kaynaklarına bakmaya başladım. Sonra, batlıların o kadar melek(!) olmadığını ve medyayı nasıl kullandığını gördüm. Bakmayın basın özgürlüğü dediklerine, onlar sadece bu işi STK'lar üzerinden yürütecek ve sinsice götürecek, bunun da özgürlük propagandasını çok iyi yapacak şekilde profesyonel.
Dolayısıyla herhangi bilgiyi, her şeyi destek ve karşıt fikirleriyle tartmak gerek.
Medya sizi zehirliyor, okullarda herkes gibi olmayı öğretiyorlar. Borçlandırıyorlar, obezleştiriyorlar, başınızı öne eğip ilerlemenizi istiyorlar! Spor yapın, sağlıklı beslenin, savunma sporu öğrenin, kendinizi geliştirecek kurs ve etkinliklere katılın, kredi kartı kullanmayın, borçlu yaşamayın (en azından gelir sağlayacak borçlanmayı öğrenene kadar).
Bu arada Andrew Tate'in banlanma olayına her zaman şüpheyle yaklaşmıştım. Fakat 19 videom kaldırılınca bu işin gerçekten farklı olduğunu bizzat gördüm.
958
views
Andrew Tate Jake Paul ile Maç Yapacak (boxing match face off)
Logan Paul, bir podcast yayınında Andrew Tate'e meydan okudu. Ardından kabul edildi, sonra Anrew banlandı ve Logan vazgeçti (veya korktu). Andrew'in dediği gibi, Matrix'in oyuncağı ve çalıştığı ajanslar ne derse onu yapıyor. Haliyle Andrew ile maç yapmasını istemediler. İşler kızışında Jake Paul devreye girdi ki, Andrew Tate'de Jake Paul'un youtuber değil, iyi bir boksör olduğunu söylüyordu. Dün yayınlanan videoda, 2023'te yapılacak maç için müzakerelerin başladığını duyurdular. Heyecanlı olacaktır, bakalım neler olacak...
177
views
Andrew Tate Milyoner Olmadan Önce Tanıtım Yapıyor - Türkçe Altyazılı
Milyoner değiller ama şampiyonlar. Kafalar güzel. Özgüven ve tavırlarının parayla gelmediğini, öncede olduğunu görüyorsunuz. Kendilerine güveniyorlar. Sözlerini sakınmıyorlar. Kafalar güzel. Rom içine tofita gibi meyve suyu zımbırtısı atmışlar. Neden? Meyve suyu, sizin için iyi diyor. Tate Confidential'i izleyenler "yumurtalar gerçek değil" gibi sözlerini bilecektir. Belki de bunları da ufak ufak çevirmem gerek...
432
views
Andrew Tate Pes Edenlere Ve Erkeğimsilere Kızıyor - Türkçe Altyazı
Arkadaşlar Hustler University, Andrew Tate'in, "üniversitede bir şey öğrenmiyorsunuz" dedikten sonra ama alternatifi yok diyerek kurduğu bir şey. Zampara gibi bir şey (dergisi vardı hatta). Yani bir kurs. Kutsal bilgi kaynağı Yandex'e mega'ya yüklenmişi de torrenti de var. Henüz hepsini izlemedim ama Grant Cardone vs tarzı bir durum var. Şahsen 49 dolar yatırmanıza (yatıracak varsa) gerek yok bence. Videolarını da zaten farklı görüş olması ve sansüre karşı paylaşıyorum.
HU demiş, ben çevirilerde anladığım gibi bir de espirisine farklılaştırabiliyorum. H-Uni şeklinde HUNİ dedim.
**
Burada anlatmak istediği başka bir şey var. Parayı nasıl kazandığının ya da başka şeylerin çok önemi yok. Erkekler olarak zayıflaştırıldık. 35 yaşında evli ve çocuklu ama gece 2'ye kadar bilgisayarda oyun oynayıp twitch yayını yapan tipler tanıyorum. Bunlara erkek mi diyeceğiz? Bütün gün tiktok ya da reels içerisinde kaybolup saçma sapan videoları izleyerek beynini sulandıran, akşam da saçma sapan dizi/program izlerken kek gömüp göbek yapanlar???
Çok güzel bir şey demiş, savaşıyor olsak? Türkiye'de erkeklerin %6'sı düzenli spor yapıyor. SADECE %6! Yani spor yaparak, erkeklerin %6'lık bölümüne giriyorsunuz. Görgü, bilgi, yakışıklılık, zenginlik vs vs değil, sadece spor yaparak!
Yani %94'ü spor yapmayan, kondisyonsuz erkekler. Savaş bu erkeklerle mi gireceğiz? Bugün işgal olsa (sığınmacı istilasını bir kenara bırakalım), bu erkeklerle mi vatan kurtulacak? Kurtuluş Savaşı'nı bu göbekli, beyni tiktoktan sulanmış, ilkel dürtüler olan yemeğe ve sekse dadanmış, kendini kaybetmiş bu tiplerle mi başaracağız?
Silkinip kendinize gelin. Spora başlayın, disiplin ve azim ile kondisyonunuzu ve bedeninizi geliştirin. Sağlığınız önemli! Sağlığın yanında giyim kuşamınıza önem verin. Bunları kendiniz için yapın. Savaşmak, hatta hayatınız boyunca kavga etmek zorunda bile kalmazsınız umarım. Fakat kavga durumu olursa herkes size bakınca yıllardır spor yapan disiplinli biri olduğunuzu ve gözlerinize baktığında da gerekirse yumruk atabilecek birisi olduğunuzu bilsin. Pes etmeyen, korkmayan, geri çekilmeyen; kondisyonu yüksek bir terminatör!
Bizden çaldıkları savaşçı ruh bu! Başkaldıran, çağ açıp çağ kapatan, imparatorluk kuran erkeklerin içinden bunu çalıyorlar. Erkekler ağlayabilir, romantik film izleyebilirmiş. Borca girer, borç öder, kadınlaşır. "İçinizdeki kadını kucaklayın"... Tabii ya!
800
views
Andrew & Tristan Tate - Ukrayna Savaşı, Putin, Erdoğan, TÜRKÇE ALTYAZI
Andrew ve Tristan Tate, Putin'i konuşuyor ve biraz abartarak Rusya-Türkiye olayını ve tutumunu konuşuyor. Kaldı ki evet Türkiye burada Rusya'yı aramak yerine doğrudan ABD'yi ve NATO'yu alarma geçirdi. Belki yapması gereken buydu ama rusya ile iletişimi kapatmıştı.
Onlar da Putin sever. Erkeğin böyle olması gerektiğini düşünüyor. Kanada Başbakanı gibi mi olacaktı? PEH!
233
views
Andrew Tate - Dikkat Dağınıklığı ve Köleleşmiş Zihinler, Türkçe
Andrew Tate; dikkat dağınıklığı, tembellik, canınızın istemesi, halsizlik vb durumların "beyninizden" kaynaklandığı ve kendinizi disipline etmenizi söylüyor. Doğru olduğunu düşünüyorum. Bir gece önce uyuyamamışken, işe gidip geliyorum. Yorgunum, halsizim. Spora gitmek istemiyorum. İnsanların %90'ı gitmez. Fakat diyorum ki "şimdi bırakırsam devamı gelecek". Kalkıp hazırlanıyorum ve spora gidiyorum. Salonda enerjim yerine geliyor.
Disiplinden kopmamalıyız! Odaklanma problemimiz var çünkü her şey beynimizi bu yönde eğitiyor. Bundan kurtulmak için, saçmalıklara son vermeliyiz.
561
views
Andrew Tate Macera Risk ve Maskülenklik - Türkçe Altyazılı
Grant Cardone'dan Robert Kiyosaki'ye ve Andrew Tate'e kadar bir çok isim, "eylem" konusunu özellikle vurguluyor.
EYLEME GEÇİN!
Şikayet etmeyi, söylenmeyi, bahane bulmayı bırakın.
EYLEME GEÇİN!
381
views
Andrew Tate Neden Zengin Olamıyorsunuz 3 Madde - Türkçe Altyazılı
Grant Cardone'dan Robert Kiyosaki'ye ve Andrew Tate'e kadar bir çok isim, "eylem" konusunu özellikle vurguluyor.
EYLEME GEÇİN!
Şikayet etmeyi, söylenmeyi, bahane bulmayı bırakın.
EYLEME GEÇİN!
385
views
Andrew Tate: Zor Zamanlar Geliyor, Zenginlik - Türkçe Altyazılı
Maaşallah bazen bir döktürüyor, yetişemiyorum. Bu arada bazı t0rr3nt sitelerine (bilmiyorsanız bilenden yardım isteyen) Tate ile ilgili bir şeyler yazdığınızda Hustler University, PHD, Body Language, Network Brilliance, Iron Mind vb gibi belirli konuların olduğu videolar görünüyor. Yanılmıyorsam 16 gb boyutunda, ben indirdim. Yani para vermenize gerek yok, bilginize. Nasıl yaparım demeyin; Yandex'e girip, t0rr3nt Tate yazın (0 yerine o, 3 yerine e koyacaksınız) ve istemciyle indirebiliyorsunuz. Fakat bilmiyorsanız, bilenden yardım isteyin.
Konuya gelecek olursam:
Dedem Kırım Tatarı, 93 Harbinde Ruslar ailesini sürüyor. Romanya ve Bulgaristan'a geliyor. 8 yaşında dağda çoban, 13 yaşında ailesinden ayrılıyor ve Rusçuk'ta zanaat öğrenmeye (berber ve ayakkabıcılık) başlıyor. 13 yaşında ailesinden kopuyor. Anneannemler ise Karamanoğlu Beyliği dağılınca Rumeliye gönderilen tebaa. Anneannemin tarafında paşalar var, mühürler falan vardı. Dedemle evleniyorlar. Türklere zulüm başlıyor. Türk adını Bulgar adı yaptırmaya, din değiştirmeye uğraşıyorlar; komünizm adı altında topraklarına ve mülklerine el koyuyorlar, Belene kampına kapatıyorlar. Dedemin akrabaları işkence görüyor. Sonra dedem ve anneannem Türkiye'ye geliyor. Bulgaristan'da Türk diye bunları yapıyorlar ama Türkiye'ye gelince de "Bulgar bozması, Bulgar dölü" diye dalga geçiyorlar. Bunu da ekleyeyim!
Fakat anneannemin teknik lise mezunu, basma fabrikasında işe giriyor. Dedem de. Dubleks eve yazılıyorlar. Fabrikada verilen öğle yemeklerini evde dayım ve anneme getiriyorlar, evde doğru düzgün yemek yok, kıt kanaat geçiniyorlar. Ev alıyorlar, çocuklarının biri konservatuar bitiriyor, diğeri bilim insanı oluyor (annem, sonra da ilaç arge firması kurduk).
Yani bu kadar zorluğu atlatıyorlar. Hani gençler, ergenler için şimdi hayat çok zor ya! Veba mı var? Dünya savaşı mı var? Askerden bile kaçıyorsunuz ne zoru? Siz zor görmediniz. Bir sonraki nesil, yine çalışıyor ama biraz daha zor ev alıyor. Araba alabiliyor. Yani annemin/dayımın nesli. Fakat bizim nesil? 1985-1995 arası doğan Y kuşağı ya da diğer deyişle Milenyum kuşağı? Biz ne alacağız tahmin edebilirsiniz. Peki ya bizden sonrakiler?
Artık maaşla doğru düzgün araba alınmadığı gibi, emekli maaşı ile doğru düzgün geçinemezsiniz. Üstelik bu sadece Türkiye'de değil, Amerika başta olmak üzere bir çok ülkede böyle ve Andrew Tate'in dediği gibi "işler daha da zorlaşacak". Peki bu süreçte ne yapacağız?
Sizlere okullarda girişimciliği, bilanço okumayı/yazmayı, gelir gideri ayarlamayı, yatırımı falan öğretmiyorlar. Sizlere öğrettikleri şey, daha iyi köle olmak aman çalışan. Parayla çalışan köleler aman çalışanlar için, eğitim. Eğitilin, mühendis olun, avukat olun, doktor falan olun ki; bağlı olduğunuz kuruma ve patronlarına daha iyi paralar kazandırabilin. Öte yandan işyerleri hayır kurumları değildir, kazandıramazsan tutacak değil tabii ki. Fakat buradaki olaya dikkat edin!
Size doğru düzgün bir şey öğretmiyorlar!
Zengin olabileceğiniz, hayatınızı kazanabileceğiniz bir şey yok.
Kayserililer, tanıdığım bazı zenginler; çocuklarına ufak yaşta ticaret eğitimi veriyor. 10-12 yaşında başlatıyorlar fakat bu insanlarda da, dünyayı gezip görmediği, üniversiteye gitmediği için görgü, bilgi, vizyon konusunda sorun oluyor. Yenilik üretemiyorlar (hepsi değil ama çoğu). Üniversite de şart değil ama kendini, vizyonunu geliştirmelisin.
Yani değerli kardeşlerim; spor, kondisyon, savunma konularında kendinizi geliştireceksiniz ancak maddi gücünüz olmalı. Para kazanın! Bunun için girişimciliği, ticareti, alım/satımı vs bilmek zorundasınız ve bir yerden başlamak zorundasınız. 2022'de bunu hâlâ denemediyseniz ne bekliyorsunuz? 5-6 bin liralık sermaye ile yapılacak ufak çaplı alım satımlar var. Batıracaksanız belki ama öğreneceksiniz. Kendinizi zorlayın, hayat akarken izlemeyin.
Sağlıklı beslenin, spor yapın,
Yediklerinize dikkat edin, 3 lt su için,
Girişimcilik eğitimleri alın, çevrenizi geliştirin,
Ufak tefek alım/satımlar yapmaya çalışın,
Kendinize vizyon katın,
Televziyon, saçma sapan tiktok vs izlemeyin,
Abur cubur ve masturbasyon/seks vs gibi şeylere kapılmayın! (ilkel dürtüler),
Kısaca uğraşın!
Başarabilirsiniz ancak düşüncenizi değiştirin. Toplumun, Matrix'in, şirketlerin size sunduğu hayat dışında bir hayat var. Kolay değil! Memur ve maaşlı çalışan olunca vereceğiniz emeğin ve uğraşın katbekat fazlasını vereceksiniz. 3 yıl 5 yıl uğraşacaksınız, borç ödeyeceksiniz belki. Fakat yavaş yavaş işler oturmaya başlayacak. Kolay olmayacak. Fakat şimdi başlarsanız, "pasif gelir" ve kuracağınız sistem ile çalışmak zorunda olduğunuz için değil, çalışmak istediğiniz için çalışabilirsiniz. Emeklilik maaşına tamah etmek zorunda kalmazsınız. Başka yollar mümkün.
Kendinizi geliştirin,
Vizyonunuzu geliştirin,
Kendinize iyi bakın (sağlık, beslenme, spor),
Özgüven kazanmak için savunma sporu öğrenin,
Çevre kurmak için her fırsatı değerlendirin,
Mümkün olduğu kadar başarılı ve zenginlerin etrafında bulunun!
Başarabilirsiniz.
850
views
Andrew Tate: Züğürt Tesellisini Bırakın - Türkçe Altyazılı
Zengin Baba Yoksul Baba, Babil'in En Zengin Adamı ve Düşün ve Zengin Ol kitaplarını okuyunca, 30 yaşından sonra şunu fark ettim; bizim maddiyata karşı bakış açımız hep olumsuz.
Zenginler mutlu değil, para mutluluk getirmiyor...
Ya da bilirsiniz, otobüsteki adamın Ferrari'ye bakıp "vay o. çocuğu" demesi gibi... Zenginlik kötü, zenginler ahlâksız, şerefsiz... Hep böyle bir algı var.
Peki siz paraya, zenginliğe karşı böyle bakarsanız gerçekten de iyi para kazanabileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Yani yüzmeden nefret edeceksiniz ancak yüzmede Türkiye'de en iyi 30 arasına girebileceksiniz. Böyle bir şey var mı? Yok. Bize bunu öğrettiler.
Okullarda girişimcilik, bilanço, maddi konular öğretilmiyor. Şanslı aileler çocuklarına 10 yaşından (daha öncesi de var) itibaren maddi olayları öğretiyor. Sen okul okuyorsun, lise, üniversite sınavı, olmadı bir daha, üniversite, bir dönem/bir yıl uzadı, bitirdin, askerlik, iş.. 26 yaşında dımdızlak başlıyorsun. Şanslıysan işe girdin. 45 yaşında patronuna bakıyor ilkokul/ortaokul mezunu. Sonra diyor ki "bunca yıl oku, ilkokul mezunun şirketinde işe başla". Ne kadar hastalıklı düşünce!
O adam 10 yaşından itibaren, yani 35 yıldır tüccarlık yaptı, mal aldı, sattı, kazıklandı, dolandırıldı, şirket kurdu, batırdı, denedi, olmadı, alacağını alamadı, davalarla uğraştı, çalışanların kaprisini çekti, sistem kurdu, borca girdi, ödedi, olmadı, çalışan kovdu, işe aldı...
35 yıl her şeyi öğrendi! Sen ise basiretsizliğin, beceriksizliğin, bilgisizliğinin ve Türkiye'deki rezil eğitim sisteminin hıncını bu adamdan çıkartmak istiyorsun. Ne kadar aptalca bir düşünce.
Bir diğer konu da şirketi olan herkesi Koç, Sabancı sanmak. Zengin olan herkesi şerefsiz, ahlâksız sanmak. Böyle hastalıklı düşünceye sahip olarak maddi durumunu mu düzelteceksin?
Pasif gelir, tasarruf, yatırım... Bunların hiçbiri bize öğretilmedi. HİÇBİRİ! Çünkü üniversite ve eğitim sistemi sizi daha iyi bir çalışan yapmak içindi. Eskiden kölelerin boynuna tasma bağlanır, çalıştırılırdı. Şimdi o köleler eğitildi, boyunlarındaki tasma da üniversite masrafları, öğrenim kredisi,düğün+söz+nişan, ev eşyaları, araba, ev kredisi... 70 yaşına kadar bunları ödüyorsunuz. Siz bir kölesiniz. Değişim için durumu kabullenmek gerek. Bizi köleleştirdiler.
Ben farkındalık yaratmaya çalışıyorum. 30 yaşımdan sonra öğrendiklerimi belki 15-20 yaşındaki gençlere aktarabilirim, benim 30 yaşında gördüğümü 20 yaşında görebilir ve hayatını değiştirebilir. Bu ülkeye katkı sağlayabilir. Fakat paraya, zenginliğe, zenginlere düşman olmakla olmaz.
İlk dikkat ettiğim; atasözlerinde, deyimlerde, konuşmalarımızda sürekli parayı ve zenginliği aşağılama, kötü bir şey olarak gösterme var. Para hep sorunlu. Dizi ve filmlerde zenginler yengeleriyle birlikte oluyor, mafyalarla uğraşıyor ya da mutsuz. Hep böyle hikâyeler. Nasıl olacak? Para size gelecek mi? Üstelik siz paraya gitmeyi düşünmüyorken, siz uğraşmıyorken?
Andrew Tate haklı, harekete geçmeliyiz.
Erkekler savaşçıydı, mücadele ruhu vardı. İçimizdeki mücadele ruhunu öldürdüler. Sistem değişmesin, adaletsizliğe başkaldırmayın diye! Mücadeleci ruhumuz gittiğinde, disiplin ve amaçlarımız için çabalama yetimiz de kayboldu. Silkinip kendimize gelmeliyiz!
Rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık, ahlâksızlıkla gelen para gider. Lotoyla gelen para gider. Kullanamazsın. Çalışarak, uğraşarak, şeref ve namusla kazanacaksınız. Alın teriyle. Öğrenerek, ders alarak. Canınız yanacak, zor günler geçireceksiniz ancak pasif gelir elde ederek ÇALIŞMAK ZORUNDA KALMADIĞINIZ ama istediğiniz için çalıştığınız günler başladığında derin nefes alacaksınız. Emeklilik saçmalık. Sizi bunlarla uyutmasınlar. Eskiden emekliler ev alıyordu, bir sonraki jenerasyon araba alabiliyordu. Şimdi emeklilik tazminatıyla ancak iphone alırsınız.
Sevgiler, saygılar.
406
views
1
comment
Andrew Tate Anlayışının 41 İlkesi - Türkçe Altyazı
Dünyaya nasıl baktığını açıklamış. Açıklama şekli devlet başkanı gibi geldi, çok resmî ve Andrew Tate usûlü değil gibi. Bazı ilkeleri de ne yani diyebilirsiniz. Hızlı çevirdiğim için bazılarında anlam oturmamış olabilir, İngilizce bilenler "şu maddede böyle" derse, o bölümü değiştirebilirim. Bir müddet bu hâli ile yayınlansın.
Fakat bazı ilkeler var ki, çok önemli. Andrew Tate ve kırmızı hap ile tanışmadan, hatta 2010'larda PUA ile tanışmadan çok önce değişim için gördüğüm şeyler idi. Yani ne öğrenirsek kâr. Güzel bir içerik olduğunu düşünüyorum, umarım zevk alırsınız ve farklı bakış açısı katar.
483
views
Andrew Tate Çevrenin Önemi - Türkçe Altyazı
Burada Andrew Tate ve Savaş Odası'ndakiler Stirling Cooper, Justin Waller vb gibi insanlar da bu tür eğitimler ve savaş odasında olmayı satıyor. Burada anladığım kadarıyla Avon vb sistemli bir "pay" durumu da var. Bir piramit gibi durum. Fakat burada sadece reklam yapmıyor, önemli bir şey söylüyor. Vaktinizi kimlerle geçiriyorsunuz, neler yaprak geçiriyorsunuz?
Bunun ne kadar önemli olduğunu iş dünyasında girince anladım. Dediklerine kulak verin. Boşa geçirecek vaktiniz yok. Kendinize dikkat edeceksiniz, iyi bakacaksınız.
323
views
1
comment
Andrew Tate'ten Başarı İçin 4 Unsur - Türkçe Altyazılı
Bir önceki videoda (bunalım/depresyon), bahsedilen 4 unsuru açıkladığı videosunu çevirip ekledim.
Özellikle sonuncusu için söylüyorum; Tate Confidential videolarını izlerseniz böyle hareket ettiklerini göreceksin. Yani yapalım dedikten sonra yapıyorlar, momentum. Ağzından bir şey çıkarsa, bunu yapın, uygulayın. Harekete geçin. Bütün gün Acun izleyip, 4 saatinizi Reels ve TikTok videolarıyla tüketmeyin. Hemen bir şeyler yapmaya başlayın.
449
views
Andrew Tate Yumurtalar Gerçek Değil, Luke Komik - Türkçe Altyazı
Luke'un yerde yatma mevzusu komedi, koptum. Luke normalde içki içmeyi sevmiyor. Tristan'da sünger gibi çekiyor mübarek.
Baştaki yumurta olayı da; tavukların dinozorlardan evrimleşmiş olması ve hâlâ dinozor olarak kabul edilmesidir. Evet tavuklar dinozordur. Buradan yola çıkıyor ve Matrix sizi yanıltıyor diyor. Tabii işin geyiği var ancak temelde dinozor yumurtası yiyoruz :)
257
views
Andrew Tate - Erkekliği Bitirmelerinin Nedeni, Türkçe Altyazı (Feminizm vb)
Tamamına katılıp katılmamak, komplo teorisi olarak görüp görmemek tabii ki size bağlı. Fakat bazı şeyleri düşünmek gerek. Mesela Türkiye'de "tek başına yaşam maliyeti" gittikçe artıyor. İktidar sürekli "3 çocuk" diyor, erken evlilik için teşvik ediyor. Üstelik gezme, eğlenme maliyetleri o kadar arttı ki; işi bitirip, eve gelip, çay demleyip, Acun izlerken eşin yaptığı kek yiyerek obezleşme yolunda bir hayat çizilmiş bile. Aksini istiyorsanız çok iyi kazanmanız gerek.
Bunların üzerine "kafanı öne eğ" dediğim bir politika mevcut. Zengin olamazsın, düzgün hayat yaşayamazsın. Okulu bitir, üniversite okuyacaksan oku, okumuyorsan kadınsan evlen erkek isen askere gidip evlen. İşe gir. Evlendiğinde kredi ile araba al, 5 yıl (artık o bile mümkün değil) öde. Çocuk yap, ıvır zvırına para yetiştir. Araba kredisi bitsin, 20 yıllığına ev kredisi çek. Kredi kredi kredi... Neden?
Kredin varsa, müdürüne/patronuna haksızlık karşısında başkaldıramazsın. Çünkü o ay ödesen bile sonraki ay kredi geliyor. Kredi kartı borçları geliyor. Yönetime hiç isyan edemezsin, aman bir şey değişmesin dersin. Dolayısıyla o savaşçı ruhunu; imparatorluklar kurup, çağ açıp çağ kapayan erkek ruhu alıp koparttılar mı? Maaşla çalışan köleler haline getirdiler değil mi? Gün boyu o kadar çalışıyorsun ki eve gidince cinselliğe vakit bile kalmıyor. Haftasonu eşini alıp tatile gidip kafa dağıtamıyorsun. Cinselliğin olmadığı bir evlilik dayattılar.
Ayda 1 kez birlikte olanlar, kredi nedeniyle adaletsizliğe göz yumanlar... Hepsini geçtim bunca ahlâksız, şerefsiz örgütlü şekilde önemli noktalara gelip; Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş ahlâksızlıkları yaparken ve kendi gibi kitleleri bunları savunmaya çalışırken dürüst, ahlâklı, şerefli insanlara ne diyeceğiz? O kadar basiretsiz, o kadar korkaklar ki; ölümden, hapisten o kadar korkuyorlar ki anlatamam... Kahve masaları, rakı sofralarında ülkeyi kurtarıp sonra aynı basiretsizlik ve korkaklık dolu yaşamlarına geri dönüyorlar... Çünkü? KREDİ ÖDEMESİ VAR!
Okula git, üniversite bitir, askerliği yap, evlen... Neden? Borçlan ve KAFANI ÖNE EĞ!
Hemen bakalım:
Üniversite masrafları (HBC araştırma raporuna göre):
büyükşehirde okuyacak bir öğrencinin:
Barınma 2 bin TL+ yemek gider 4 bin TL+ ulaşım gideri bin TL= 7 bin TL.
Bu rakamda hiçbir ekstra dâhil değil, vakıf üniversiteleri için eğitim ücreti yok. Küçük şehirlerde ve devlette okuyan bir üniversite için ise,
Barınma bin 250 TL+ yemek gider 2 bin 750 TL+ ulaşım gideri bin TL= 5 bin TL
Dikkat edin AYLIK! Enflasyonu falan hesaba katmasak; 5 binden hesaplasak bile 12*4 (hazırlığı ve uzatmayı da saymayalım) = 240 bin lira ediyor! ÜNİVERSİTE OKUMANIN MALİYETİ ki çok iyimser!
Bitti mi? Bitmez. Askerlik mi istiyorsun? Bedelli fiyatı: 80 bin lira. Yani 240+80 bin lirayıda koyarsak 320 bin lira!
**
BİTTİ Mİ? Bitmez yaa...
Söz+nişan+düğün (2022 itibarıyla):
- tektaş : 15.000
- elbise: 1.500
- takım elbise : 1.500 (böyle yazmışlar ama bok bulursunuz)
- çiçek+çikolata : 1.500
- kına mekanı: 5.000
- elbisesi: 1.000
- saç ve makyaj : 1.000
- organizasyon : 2.000
- mekân+organizasyon : 30-60 bin
- gelinlik: 8 bin
- düğün fotoğraf çekimi 2.500
- damatlık: 2.500
- gelin saçı + makyaj: 2.000
- araba kiralama ve süsleme : 1.500
- davetiye : 1.000
- gelin aksesur+buket vs: 1.000
TOPLAM: 87.000 TeLe...
***
Bitti mi? Bok biter.
- mutfak: 35.000
- yatak odası : 25.000
- oturma odası: 35.000
- elektronik eşyalar: 30.000
- banyo: 2.500
TOPLAM : 127.500 TeLe
***
Buraya kadar hepsinin İYİMSER olduğunu anlamışsınızdır. Yine de toplayalım:
Üniversite+askerlik+söz+nişan+düğün+eve çıkma = 534.500 TL
Ben size bir bu kadar daha koyun derim. Eee bu kadar paranız var mı? Eminim yok. Peki ne yapacaksın? Borç alacaksın. Okuman için (bir önceki videoda üniversitenin neden saçmalık olduğunu anlattı Andrew tate), evlenmen için uğraşıyorlar ve "herkes yapıyor" diyerek bütün bu saçmalıkları sana dayatıyorlar.
Çağ açıp çağ kapayan, imparatorluklar kuran, devrimler yapan erkeklerin içindeki savaşçı ruhu ve erkekliği alıyor; sırf herkes yaptığı için mantıklı olduğu dayatmasıyla üniversite okutturuyor, evlendiriyor ve evlenirken bir ton saçmalığı önüne koyuyorlar... Sonra hayatının geri kalan 20 yılı boyunca bunları ödemek için uğraşıyorsun.
Okulmuş. Ne okulu? Finansal okur-yazarlık eğitimi verilmedi, iş kurma ve para kazanma eğitimi hiç verilmedi! Sadece çalışan olmak için eğitildiniz. Herkes gibi olmak, herkesin yaptığını yapmak için eğitildiniz ancak bir felsefeyle değil! Yarış nedeniyle...
Ayaklanamaz, başkaldıramaz; en temel haksızlıklara dahi sesimizi çıkartamaz olduk. Peki neden? Dünyadaki bazı elitlerin ve çıkar gruplarının rahatı bozulmasın diye. Daha fazla para kazansınlar diye.
Silkinip kendinize gelin. Kırmızı hapın tadına bakın! Bir hayatınız var ve bunu başkalarının dayatmalarına göre yaşamayı REDDEDİN!
440
views