Andrew LGBT ve Destekleyenler Üzerine Konuşuyor
Kendi hayatlarında ne yapmak isterlerse yapabilirler ancak bazıları, bu işi propaganda işine ve ilkokullara kadar sokmaya karar verdi ve karşısında direnen kimse yok... Birileri bu işi yapacak. Haliyle hedef haline gelecek.
115
views
2
comments
M*sturbasyon ve P*rno Bağımlılığı - Andrew Tate Türkçe
Arkadaşlar esenlik,
Elçi grubundan, instagram hesabından ve mailden ulaşıp özellikle bu konuda fazlasıyla bağımlı olduklarını ileten onlarca mesaj aldım. Dayanamadıklarını, kendilerini tutamadıklarını söylüyorlardı ve açıkçası bu ilkel dürtülere teslimiyet ve gençlerin bu hale düşmesi canımı çok sıkıyor. Üstelik gönderilerin altına, "zararsız bir şey olmaz, uzmanlar(!) sorun yok diyor" diye mesajlar da geliyor... Peki bunca bağımlılığın nasıl açıklayacağız?
Öncelikle p*rno izlemek, uyarandır. Araştırmaları inceleyebilirsiniz ancak kısaca şunu anlamak gerek; Jordan Peterson söylemişti, Orta Çağ'da zengin bir kralın hayatı boyunca gördüğünden daha fazla çıplak kadını bugün 15 yaşındaki bir çocuk görüyor. Hayatında ilişki nedir yaşamamış, bilmeyen ancak p*rno filmlerle "cinsel eğitim(!)" gençler türüyor. Haliyle uyaranlar farklılaşıyor, beynin ödül mekanizması değişiyor.
Dopamini illâ duymuşsunuzdur. Sosyal medya mesela... Meta (Facebook grubu, facebook, instagram, whatsapp) mesela bu konuyu geliştirdi. İnstagram ve tiktok izleyenler belki bilir; şu an instagram'ın özelliği bir videoya dalınca, devamının değişmesi. Her videodan sonra gelen sınırsız bir video denizi. Kaptırdığınızda yarım saat, kırk dakika dalabiliyosunuz.
İşte p*rno filmler ve masturbasyonlar da buna dönüyor. İlk izlediğinizde normal bir video size heyecan verebiliyor. Sonra bir daha bir daha ve eskisi kadar heyecanlanmıyorsunuz, bu sefer sayfalarda çeşitli videolar aranıyor. Sonra biraz uca kaymaya başlıyor, sonra biraz daha, biraz daha... Sonra nerelere mi? Kısaca istatistiklerle bilgi vereyim,
Çocuk içerikleri aratmayı listeleyen sitede (****map.live) Türkiye, dünyada 16ncı sırada. Şehirleri vermeyeceğim.
Türk cinsel hikâyelerinin büyük bölümünde aile içi, tec*avüz ve eş değiştirme içerikleri mevcut.
Aynı şekilde aramalarda hayvanlarla ilgili olan kategoriler de mevcut.
Gördüğünüz üzere bunlar normal şeyler değil. P*rno izledikçe, tetiklenmeniz zorlaşıyor ve başka videolara fantazilere, derken uca kayıyorsunuz. Hepsini geçtim, Andrew'in sözü o kadar doğru ki; "bir anlamda gavatlık"... Siz işi gören 2 insanı izliyorsunuz. Haliyle Türkiye'de eş değiştirme ile ilgili tonla haberin çıkmasına şaşırmamak gerek.
Cinsan hayatınız olmalı. Duygusal kontrolünüz olmalı. İlkel dürtülerinizi kontrol edebilmeniz gerek! BOŞ KALMAMANIZ GEREK! Eğer bunlara vakit buluyorsanız, bir yerlerde sorun var. Spor yapın, eticarete bakın, dil öğrenin, bir şeyler yapın!
Dünyadaki en tehlikeli erkek tipi; ilkel dürtülerini kontrol edemeyen, duygularını kontrol edemeyen erkeklerdir. Bunlar kadını döver, öldürür, taciz eder. Bunlardan her şey beklenir. Bugün siz m*sturbasyon ve p*rno konusunda kontrol edemiyorsanız; bunun sonu nereye varacak?
Bu işin üstesinden gelmeniz, eğer çok kötü durumdaysanız, uzmanlardan yardım almanız gerek.
112
views
Başarılı Müzakerenin Sırları - Jordan Belfort
the Wolf of the Wall Street filmin gerçek kahramanı, Jordan Belfort... Satış ve pazarlama eğitimlerini böyle adamlardan almayı tercih ediyorum. Bir bölümünü çevirdim.
Arkadaşlar uzun çevirileri özleyenler olmuş, farklı bir konuda çeviri yapayım dedim. İşinize yarayacak bir şey. 9 dakikalık bu şeyin çevrilmesi 2 saat sürdü. Renderlamak, yazı, yüklemek derken 2,5 saat... Maalesef çok zaman yiyor. Bu sıralarda yoğunum. Kendi işime yoğunlaştım, yeni bir yola giriyorum. İş süreci, bu süreci de vlog şeklinde çekebiirim. İş kurma, ürün getirme, satış, pazarlama. Bunun için dua edin. Başarılı olsun ya da olmasın, sonuçları ve deneyimlerimi paylaşacağım ama 3 ila 6 aylık bir gecikmeli süreçle videolar yayınlanır.
Esen kalın.
82
views
Vladimir Putin'in Cevaplardaki İnceliği - Putin Söyleşiler
Eski takipçiler için Putin yüklemek istedim.
Putin'in sorular karşısında verdiği cevaplar, zekâsı, KGB eğitimi ve yılların deneyimi ile çok yerinde cevaplar mevcut.
Putin söyleşileri belgeselinden bir kesit.
313
views
Andrew Tate - Kısa Yol Yok!
Düzenli, disiplinli, sürekli şekilde çalışmak. Çalışmak, çalışmak çalışmak... Başarısız olduğunda, dayak yediğinde, her yerin ağrıdığında, köşeye sıkışmış hissettiğinde, halin olmadığında dahi devam etmek. Bir hayal kurmak, bir amaç edinmek ve bunun için çalışmak. Bahane üretmeden, başkalarını veya sistemi suçlamadan çalışmak..
Evet evet aileniz desteklemiyor, evet sistem kötü, evet iktidar muhalefet, evet eğitim sistem, dış güçler, "beş böyük ayile"... Herkes üstünüze geliyor, her şey sizi buluyor... SİLKİN! Şikayet etme. Erkekleri buna dönüştürdüler. Şikayet eden, söylenen, suçlanan varlıklara döndük.
Sorumluluk almayı bileceğiz. Dayak yiyorsak, bizim suçumuz. Zengin değilsek, yeterince ve AKILLICA çalışmadık. Güçlü değilsek, gerekeni yapmadık. Evet annen, baban, deden bilmem kaç daire verilen arsayı almadı; büyük deden arsaları yok pahasına sattı. Ee? Oturup sızlanacak ne var? Toplanacağız, kendimizi geliştireceğiz, birleşeceğiz; bizim gibi düşünenlerle bir araya gelip, çocuklarımıza güzel hayat bırakacak ve başımıza gelen her şeyde bize düşen sorumluluğu kabulleneceğiz.
458
views
Andrew Tate Tristan'ın Puro Gecesini Trollüyor
Tristan Tate, Andrew'siz puro gecesi yapıyor. Tristan'ın düşünceleri, cevapları ve bakış açısını da seviyorum. Güzel muhabbetler dönüyor. Tristan, Andrew gibi önplana çıkacak videolar yapmadığı için insanlar tanımıyor ve puro gecesinde tanıyor. Ancak Andrew dayanamadı ve 8'inci gecede trolledi :D
374
views
Massaka 36 Boys'u Anlatıyor, Yaşanan Zorluklara Bakın!
Bu aralar özellikle Massaka'yı paylaşıyorum çünkü Massaka, Killa Hakan, 36 Boys falan sağlamdır. Bazı radikal solcular "çete" der geçer ama neden kuruldu, işlerine gelmez. Alman ırkçılığı, Türklere yapılanları yazmazlar bile. Bunlar Avrupa'daki soldan da destek alır. KKTC'de de gördüm ben bunları. Devlet de uyardım, defalarca da yazdım.
Bulgaristan'da Türklere zulüm yapılırken, Kırım'da Tatarlara zulüm yapılırken, Kıbrıs'ta Türklere soykırım girişimi varken, Almanya'da Türklere karşı ırkçılık varken, Anadolu'da Yunanlıların mezalimi, katliam girişimleri falan varken; dünya kafasını diğer yöne çevirir! Konu Türkler ise bakarlar, mağdursa sessiz kalır. Eğer Türkler haklı davalarında kan döküyorsa hemen söylenmeye başlarlar.
Neyse konumuza gelelim.
**
Naziler yeniliyor. Sovyetler Birliği Nazileri püskürtüyor. Topraklarından atıyor, Berlin'e kadar ilerleyecek belli. Amerika, ancak buradan sonra adım atmaya başlamıştır. Bu arada ABD'de tank yoktu ve savaş hazırlığı sırasında araba fabrikaları hemen dönüştürüldü, tank üretildi. Nazilerin tankları muazzam gelişmiş olmasına ramen 2'nci Dünya Savaşı bir üretim savaşına döndü ve T-34 mühendisliği, Amerika'nın Shermanları falan çok hızlı ve ucuza üretiliyordu. Neyse bu da başka konu...
ABD batıdan, Sovyetler Birliği doğudan ilerlemeye çalıştı ve ABD'nin isteği Berlin'de buluşmaktı ancak geç kaldılar, Sovyetler hızlı ilerledi ve Berlin'i geçti. Sınır çizildiğinde Doğu Almanya-Batı Almayanda oldu ancak batılı ülkeler, Berlin'de de 4'lü koalisyon istiyordu: ABD, Fransa, İngiltere, Sovyetler Birliği ama temelde doğu-batı Berlin olarak ikiye ayrıldı. Batı Berlin, Doğu Almanya içindeydi. Buraya kimse kaçmasın diye etrafına duvar örüldü. Berlin duvarı budur.
Videoda görebileceğiniz üzere Kreuzberg, tam bu sınırın oradadır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında işçi ihtiyacı doğmuş, 1961'de, Almanya talebi üzerine Türkler Almanya'ya gitmeye başladı.
1989'da duvar çöktü, 1990'ların hemen başında Doğudan Çeçenler, Ruslar, Araplar vb gruplar geldi. Kreuzberg'e de geldi. Türkler orada kravatla işe giden, "Türküz, aman dikkat edelim" diyen insanlardı. Fakat duvar çöktükten sonra ırkçılığın da hedefi oldular. Nazi hareketleri yükseldi; Türklere karşı saldırılar başladı. Tacizler, şiddet, işyeri yakıp yağmalama ve Türkleri öldürmeler başladı...
Türk çocuklarının anne ve babaları çalışıyordu. Hatta çoğu, biran önce para kazanıp Türkiye'ye dönmek için sabah akşam çalışıyordu. Türk çocukları okuldan gelince evde kimse yok. Mahallede toplanıyorlar. Tabii çocuklara da ırkçı saldırılar var. Mecburen birbirlerine sarılıyorlar, ikinci aileleri oluyor. Bu da ilerleyen süreçte 36 Boys'a gidiyor (bölge kodu 36).
**
Zaman içerisinde dazlakları (Nazileri) temizliyorlar. Sonra diğer çetelerle birbirlerine girip temizliyorlar. Motosiklet çeteleri çıkıyor, o dönem Osmanen Germania çıkıyor, orada da güçlüler. Sonra herkesle iyi anlaşmaya çalışıyorlar (eğer ırkçılık vs yapmıyorlarsa tabii ki anlaşırlar). Almanya'nın en güçlü, korkulan grubu oluyor bu arkadaşlar.
İkinci Dünya Savaşı ABD, Almanya'ya kültürünü getiriyor. İncirlik'te de öyledir, kendi kültürlerini görürsünüz. Dolayısıyla rap geliyor. Ezilen zenciler, rap ile birlik oluyor, yaşadıklarını anlatıyor. Boe B ilk olarak öğreniyor. Sonra Killa Hakan falan devam ettiriyor. 1990'larda Türkiye'de arabesk dinlenirken, bu adamlar rapi gösterince millet "bu ne ya" falan diyormuş.
Yani Türkçe rapin merkezi Kreuzberg, Berlin'dir, Almanya'dır. 36 Boys'un da katkısı çoktur. Ben küçükken (1989 doğumluyum) Cartel vardı. "Cartel, en büyük, cehennemden çıkan çılgın Türk"... Bilir benim nesil. 1995'te Almanya'da kurulmuştur.
**
Size her zaman anlattığım gibi Massaka, Killa Hakan ya da diğerleri gibi adamlar sokaktan geliyor. Racon bilir, hayatı bilir. Biz, ailemizin el bebek gül bebek gözetimi altında büyüdük. Bend e sokak kültürüyle büyüdüm, polis girilmeyen yer değildi ama internet nesli gibi bihaber, sokak kültürünü almadan da yetişmedim.
Sokak önemlidir, bu kültür önemlidir. Bakın görüyorsunuz adamlar orada birbirlerine sahip çıkıyor. Bizim memlekette ise elin Rus'u Antalya'da Türklere "savaş istiyorsanız savaşırız" diye posta koyuyor, İstanbul'da Suriyeli posta koyuyor. Bizimkiler de kaybedecek bir şeyleri yok, bıçak çekerlerse" falan diyor. Oysa bugün Danimarka'da hamile kadını bıçaklamaya çalışan bir sığınmacıyı 3 kişi dümdüz etti. Bir iki kişi bıçaklanmış olabilir, sorun değil..
Elin Danimarkalısının hayatı ve kaybedeceği şeyleri seni 5'e, 10'a, 100'e katlar. Demek mi mevzu başka! Erkeklerin pısırıklaşması, korkaklaşması, toplumu koruyucu görevinden uzaklaşması...
Bu yüzden Massaka ile ilgili gönderi paylaşmak istedim.
140 Journos Killa Hakan: https://www.youtube.com/watch?v=p46QYOqXuI8
Massaka Emre Yücelen Sohbeti : Massaka Emre Yücelen Sohbeti
Massaka PurpleHej: https://www.youtube.com/watch?v=FBKdzQCXk14
36 Boys - Al Jazeera Türk Belgesel: https://www.youtube.com/watch?v=xZHas0x1Hy8
TRT Belgesel - Harbi Gett, Killa Hakan: https://www.youtube.com/watch?v=LRnlVSXYlwk
490
views
Tristan Lada ile McLaren ve Porsche'u Geçiyor - Türkçe Altyazılı
Tristan ve Lada'sı. Aslında bu Vaz değil mi? Tristan'ın en sevdiğim yönlerinden bir tanesi de bir geyiği önceden kurgulayıp, üzerine adım adım koyuyor ve sonunda müthiş bir mevzuya dönüştürüyor.
Normalde Tristan'ın Lada'ya binmesi bir şey anlam ifade etmiyordu. Henüz tutuklanma yokken aldı. Çünkü Tristan, Romanya ve Doğu Avrupa'yı, Sovyetler Birliği kültürünü anlıyor. Buna uygun olarak, belki parçası da olmak için Lada almıştı. Tutuklanma yok, arabalara el koyulmamıştı. Çekip getirdiği ve geri geri gelirken neredeyse lüks araca çarpacakken durduğu videoyu hatırlıyorum, ilk yayınlanınca izlemiştim.
Mevzu oradan başladı. Hapse girdi, çıktı, ev hapsine girdi. Arabalarına ve paralarına (ciddi miktarda) el koydular. Arabalara ne oldu akıbeti belli değil. Bu kladı. Lada'yı getirdiler. McLaren 765LT ve Porsche GT4 RS aldılar ancak Lada oradaydı. Lada geldiğinde de çocuk gibi eğendi Tristan.
İlk bölümü bu yüzden koydum. Ve serbest kaldıklarında, dışarı çıktıkları ilk gece. Nasıl eğleniyorlar baksanıza! LADA İÇİNDE EĞLENCE!
Andrew'i Lada'da düşünemiyorum mesela. Bir seviyesi var. SUV'da düşünemiyorum, ne bileyim İstanbul Vapurunda düşünemiyorum. Fakat Tristan öyle değil, klas. Lada'da kullanır, İstanbul'da da vapura biner. Vapurda martıya simit de atar ve "vay arkadaş" deriz. Çünkü hayattan ve yaptığı şeylerden zevk almasını biliyor. Bu yüzden Tristan için, ilginizi çekmek istediğim noktalarda "esas adam" ibaresi koyuyorum.
Bir çoğunuz (nedense), Andrew mi Tristan mı kıyaslamasına gidiyor hatta Andrew olmasa, Tristan yoksul şekilde takılırdı diyor. Milletimiz neden böyle sidik yarıştırmaya, kıyaslamaya, kavgaya gürültüye muhtaç yaşıyor anlamıyorum. Andrew ve Tristan bir bütün, ikisi bir bütün. Böyle görmek gerek.
Andrew farklı bir tarz, farklı bir kişilik. Sistemin pazarlama yüzü, marka değerinin yüzü, reklamın yüzü. Tristan ise daha farklı bir insan. Daha farklı bir tip. Burada önemli olan şey ikisinin de farklı yönlerini görmek, kendimize katabileceğimiz şeyleri almak.
Mesela Tristan'ın hayattan zevk alması, bazı şeyleri sallamadan yaşamına devam etmesi vs vs... Sonuç olarak her şeyi kopyalamayın. Andrew ve/veya Tristan gibi olmak istemeyin! Bu insanlardan neler öğrenebiliriz diye bakın. Asıl olan bence bu: herkesden, hatta düşmanlarımızdan, sevmediğimiz insanlardan bile bizden iyi oldukları konularda bir şeyler öğrenebilmek...
875
views
Old Money Tarzı Nedir? (Style)
Andıç: video silinebilir, silinirse Rumble kanalımda var.
Grupta old money stili konuşulunca merak ettim. Benim bildiğim old money / new money; babadan kalma serveti olanlarla, günümüzde kendi servetini yapanlar. Stil imiş. Baktım, aslıdna benim stilime çok benziyor. Ben de marka değil kumaşa önem veririm. Uzun dayanacak, doğal kumaş (pamuk, keten, yün, ipek) benim için önemlidir. Süveter olmasa da cepken (yelek) giyerim, kışık tutar. aslında çok uzak değil. Mantalite olarak baskılı, logolu, marka ve modası en fazla 3-5 yıl olacak (ve 20 yıl sonra bu ne bee) diyeceğiniz saçmalıklardan değil, sağlam olan ve zamanı geçmeyecek klasik şeyler. Klasik deyince genelde insanlar takım anlıyor ama değil. Neyse tekra popüler olması sevindirici.İnternette bulduğum bir şeyi çevirdim. Belki yararlanırsınız.
382
views
Andrew Tate: Erkeklerin Kızlara Aşırı İlgi Göstermesi - Türkçe Altyazılı
Hep kızlara söyleniyoruz değil mi? Gerçek, olgun bir erkek olmanın en önemli özelliklerinden birisi SORUMLULUK ALMAKTIR! Müdahale edemediğimiz konularda dahil.
Yani eğitim sistemini, kadınları, aileyi, komşuyu, iktidar ve muhalefeti, bey böyük ayileyi(!) falan suçlamak yerine eleştirmeye direkt kendimizden başlamalıyız.
Bir kadının mesaj kutusunu gördünüz mü? Hatta sadece yüzünü gösteren, instagram'ı kapalı olan kadınlara bile tonla mesaj geliyor. Saçma sapan fantazileri, asalakça mesajlar... Erkekler, günde onlarca kadın mesaj atıyor. İnanılmaz.
Andrew'in bahsettiği şey bu. Ayrıca güzel bir yere değindi. Kırmızı hap adı altında, zamanında kızlar tarafından görmezden gelinen ve kırmızı hap biraz kendini geliştirip sonra tam olarak diğer uca savrularak kızlardan nefret edecek hale gelen insanlar var. Ne yazık ki dengeyi burada da yakalayamadık.
Nefret edilecek bir şey yok, kadınların doğasını anlayıp, oldukları gibi kabul edeceğiz. İstediğimiz değil, hak ettiğimiz kadını alırız. Bunu unutmadan, kendimizi geliştireceğiz. Yapmamız gereken şey bu: kendimizi geliştirmek. Bir şeyleri başaramadığımız için kadınlardan nefret etmeyeceğiz.
Rivelino'nun dediği gibi "ezikler erkekler kadınlardan nefret eder, çünkü kadınlar ezik erkeklerden nefret eder"
437
views
Andrew Serbest Kaldıktan sorna Açıklama Yapıyor - Türkçe Altyazılı
Kurban yok, delil yok, hiçbir şey yok... Sırf birilerine dokunduğu için; gençliği modernizm adı altındaki saçmalıklara karşı uyardığı ve doğruları söylediği için 3'ü hapiste 7'si evde olmak üzere 10 ay uğraştırdılar..
Sonuç?
Romanya'yı terk etmemek koşulu ile serbest. Delil? Yok. Mağdur? Yok.
Fakat başka BBC olmak üzere radikal solcu medya, saçma sapan oluşumların atmadıkları iftira kalmadı.
Sadece ülkemizde değil, dünyada da böyle bir durum var. Seni içeri alıyorlar, suçsuzluğunu kanıtlamak için uğraşıyorsun. Bu sürede de medya, STK'lar ve çeşitli oluşumlarla üzerine geliyorlar... Maalesef durum bundan ibaret.
Neyse, hayırlı olsun.
277
views
1
comment
Andrew Tate İnternet Nesline Sesleniyor
1989 doğumlu biri olarak, 10 yaşımda Mynet Mysite'de başlayan programlama başlangıcım, 11 yaşında (2001) eve bilgisayar alınınca devam etmiş; daha sonra güvenlik, linux, bir çok şeye dadanmış, bütün internet sürecinin gelişimine tanık olmuştum. Eski dönemlerde internetten küfür edenlerin bilgilerine ulaşıp korkutuyorduk. O dönemler açıklar fazla, şirketler dikkatsiz idi.
Zaman ilerledikçe, sosyal medya çıktıkça, anonimleşen hesaplarla saldırı yapmaya başladılar. İnsanlar içlerindeki kin, nefret, öfkeyi kusunca daha iyi hissediyor. Ortalama IQ'nun en alt seviyesi 90'dır. 89'dan itibaren düşük zekâ denir ve bizim milletin IQ ortalaması 86 ki 89 diyen iyimser çalışmayı yapan dahi 86'ya çekti. Ya da 89 deyin veya 90 fark etmez; kabaca milletimizin yarısı, düşük zekâ ve altı.
Buna görgüsüzlük, kültürsüzlük, eğitimsizlik, ergenlik, duygusallık; oturmayı, konuşmayı, tartışmayı bilmeme eklenince ortaya saçma sapan tipler çıkıyor ve bazıları gbii bunun sadece tek parti ve kesimden olduğunu düşünüyorsanız YANILIYOSUNUZ! Her partiden, her görüşten, her inançtan, her düşünceden çomarlar var. Tartışmayı bilmeyen, çemkirsu ve çemkircanlar var.
2014'te blog açtım, politik yazı yazmaya başladım. "Şuna bak salak salak logosu var" diye başlayandan tutun; CHP'li, AKP'li, feminist, ateist, dindar.. Herkes linçledi. Sık sık linçleniyordum. 600 küsür yazı var, 1.5 milyon tekil hit var. Gelinliğe takılan kırmızı kurdelenin Türk kültürü olduğunu da o dönem KANITLARIYLA yazmıştım. 2015'te "bakın ekonomik kriz geliyor 2018 gibi gelecek ve 2020'de sağlam vuracak" yazdım. 2014-2015'de söyledim, sonra da söyledim. Bunu yazdığım için oturduğu yerden isimsiz yavaşklar "sen vatan hainisin" diyor ki artık herkes herkese vatan haini diyor. Fakat tam tersine neden kriz gelecek, neler yapılmalı bunları yazdım. Sonuç? Sonucu görüyorsunuz, ekonomi ne halde görüyorsunuz. Sansür yasasından sonra blogu kapattım ama yazılar hâlâ mevcut.
Sadece gençler de değil, dayılar ağır küfür ediyor. Birine vatan haini demek ne demek? Üstelik Türk kültürü, Türk tarihi ile ilgili bir sürü yazı yazmışım, taa kitaplara inmişim, araştırmalara inmişim; eski dönemde kültürü çekip verdim. Yazdığım birçok şey, artık internette biliniyor. Benim yazdığımı bilmiyorlar ama benim bulduklarımı, söylediğim şekilde söylüyorlar. Ve kalkıp, istediğini yazmadığım, istediği gibi yazmadığım için bilindik tişörtlü fotoğrafı olan ve büyük oyunu bilmiş tombilik dayı bana vatan haini diyor. Normalde bu adamın ağır cezaya çarptırılması gerek. Karşımda dese, komaya sokana kadar döverim.
İnsanlara vatan haini demek bu kadar kolay mı? Hakaret etmek?
Siyasi parti il başkanlarından tehditler, insanlardan küfürler, linçlenme zaten feminist komünist insan ve hayvan hakları savunucusu, lgbti destekçisi vegan solcuların en iyi bildiği şey... Onlara da alıştık. Soruşturmalar açıldı, bir tanesi davaya jet hızırla döndü... Her şeye alışıyorsun. Bir noktadan sonra sallamıyorsun. BAkıyorsun internet ergeni, gelmiş, burada söylediğin bir şeye laf atıyor. Bakıyorsun kadın, "tipe bak" yazıyo... Lisede bunları atlattık, üzerine sizi arayıp bağırdığında günlerce ağlayacağınız ünlü siyasilerin tehditlerine de göğüs gerdim. Senin senin gibi asalak bir bok parçası beni korkutabilir mi? Dediklerin beni etkileyebilir mi? Sen kendini motive etmekten acizsin, senin söylediğin sözü ciddiye alacağımı mı düşünüyorsun?
Fakat kendileri internette kendilerne söylendiğinden etkilendiği, interneti güvenli yer olarak gördükleri için ağzını açıp boş boş konuşuyorlar. Böyle yapan varsa sallamayın. Gerçekten sallamayın. Kendi asalaklığını göstersin. ANCAK... bu salaklığının, ahmaklıklarının cezalarını er ya da geç çekiyorlar. Defalarca gördüm. Bu videoda gördük. Yazık. Zorbalık gerçekten kötü şey. Ancak okulda çocuk vardır; gelip koca ağzını açar, susarsın. 1, 2, 3... Benim gibiyseniz öğretmene de söylemezsin, uyarırsın. Devam eder. Sonra döversin. Pataklarsın. Dayak yer. 2 güne kalmaz yine başlar. Dövdükçe konuşur, dövdükçe konuşur. Öğretmene şikayet eder, ailesine söyler, ailesi gelir... Liseye ilk başladığımda tam olarak böyle bir mevzu olmuştu. Çocuk serviste kızların yanında salak salak konuşuyordu, uyardım, uyardım dinlemedi. Sonra bunu pataklarken kaçtı. Dedim bakalım bu servise bindiğin an kafanı kıracağım. birkaç gün servise gelmedi. Sonra babası geldi. Sabah okula giderken nasıl bağrıyor servis şoförüne falan, yok tehdit etmiş benim çocuğumu, binemiyor, korkuyor, hele bir şey yap mahkemelerde süründürürüm... Şimdi olsa babasını da döverdim. O zaman çocuksun. Koca ağzı asalak bir piç yetiştirmeseydin yapacak bir şeyim yok. Kimseye bulaşan, serseri birisi değildim, gayet efendiyim.
Fakat ben ne yaptım? Gidip aileme mi söyledim, "babası geldi beni tehdit etti" diye? Okul müdürüne mi söyledim? Korkak bir asalak bok gibi gidip şikayette mi bulundum? Hibçir şey yapmadım. Ancak o günden sonra çocuk bir daha bana bakamadı bile. Bitti! Pısırık, hanımcı babasının salak tehditleri korkuttu mu? Korkutmadı ama bir şey yapamamak sinirimi bozmuştu ve sinirden ağlamıştım.
**
İşin özü, internete güvenip, bizim neslin (Y kuşağı / Milenyum kuşağı yani 1980-1995 arasında doğan bu neslin) yaşadığı gerçek dünyayı çocuklar bilmiyor. İnternete, polise güveniyor. Bizde dövüş vardı, kavga vardı. Kendimi de hiçbir zaman ezdirmedim ama serseri değildim. Ben gerektiğinde kavga ederim fakat bir kavgada adamı yumrukla düşürürüm, düşürürken kafasını vurur ölür, felç kalır, ben hapse giderim. Ya da 2-3 kişilerdir, bir tanesini görmem, bıçaklarlar, ciddi hasar alırım.. Gerek yok. SON ANA KADAR GEREK YOK! Fakat iş hayat-memat meselesi olduğunda da karşınızdakileri dümdüz edecek yetiniz olsun. Bu yüzden dövüşmeye gidin!
Maalesef millet olarak farklı görüşlerde 2 insan olayı tartışamıyor, kavgaya dönüyor. Münazara gibi bir şey yok. Direkt kavga. Küfürleşme, duygularına sahip olamayan erkek yığınları var. Maskülen erkek olmanın, kırmızı hapın öğütlediği şey ne, amacımız nedir? DUYGUSAL KONTROL! Duygusal ve dürtüsel bir erkek olmamak, soğukkanlı olmak. Savaş anında bile sakin kalıp, doğru kararları vermek. Tam olarak bu. Kavgadan çekinmek, korkmam değil bu, tam tersine karşıdaki duygusal bok parçası gibi bir anda parlayıp ağzına gelen küfürleri ve sözleri yazmıyoruz/söylemiyoruz. Sallamayacaksın. Hiçbir işe yaramaz, spor yapmayan, duygu ve dürtülerini kontrol edemeyen, beceriksiz bir asalağın; senin hayatında 2 dakika bile olsa seni kızdırmasına izin vermeyeceksin... ANCAK, iş kavgaya, dövüşmeye geldiğinde ve bundan kaçış yoksa, karşındaki adama ağır hasarlar verebilecek güçte ve kondisyonda OLACAKSIN!
Andrew ile aynı nesildeniz. Hemen hemen aynı şeyleri yaşamışız ama İngiltere'de daha kötü olaylara da maruz kalmış.
Söylediklerine katılıyorum.
Fakat hiçbir maskülen erkek, hiçbir kontrollü erkek, maskülen anlayış ve ilerleme yolunda olan kimse ZORBALIK YAPMAZ! Tabii hak eden asalaklar olabilir (Matt), dalga geçersin ama hepsi bu. Eğlenirsin. Şiddet kullanmazsın. Hak etmeyen inanla dalga geçmez, küçük düşürmezsin.
Grupta da, yorumlarda da görüyorum; video var, "aslan, kaplan ormana gelene kadar kraldır". Altta aslancılarla kaplancılar ana bacı birbirine girmiş. Yahu öylesine yaptığım bir video... Ne küfürler vardı bir bölümünü temizledim. Bu saçmalığa gerek yok... Hemen kutuplaşıyor, gaza geliyorsunuz ve duygusal kontrolünüz yok.
Sakin olacağız,
Kontrollü olacağız,
Kaos ve kavgadan uzak duracağız,
Dövüşmeyi öğreneceğiz,
Spor yapacağız,
Zihniyet olarak güçleneceğiz,
Olur da kavga çıkar, o zaman herkesi yıkıp geçebilecek yetiye ulaşacağız.
Dövüş sporlarına gidin!
İnterette size yılda 3-5 kişi küfür eder, günlerce sinirleniyorsunuz. Arkadaşlar Bin küsür tweet atılmıştı benim konumla ilgili, feministler linç etmiş. Daha geçen bir insatagram yorumumda gençler (feminist kızlar), ne küfürler etmiş... Senin Allah'ını duvardan duvara diye girmiş. Hiçbirinin beni etkilemesine izin vermiyorum. Duygu kontrolü olmayan ahmak bir asalağın sizi kızdırmasına izin vermeyin.
Disiplinli, azimli, duygu ve dürtülerini kotnrol eden, kondisyonu yüksek, dövüşmeyi bilen, nerede nasıl konuşulacağını bilen ama hiçbir şeyden kaçınmayan sağlam insanlar olmalıyız. Ahmaklarla vakit kaybetmeyin.
448
views
1
comment
Sneako'dan Andrew ve Tristan Tate Taklidi (Günlük Rutinleri) -Türkçe Altyazılı
Birlikte yaşıyorlar, program falan yaptılar. Andrew ve Tristan Tate'in günlük rutinlerini komik şekilde anlatmış. Tristan Tate'in kadınlar üzerine bir kaç konuşmasını çevirdim, ona da göz atabilirsin.
226
views
Andrew Tate Trump Alfalık Av ve Avcı Psikolojisi - Türkçe Altyazılı
Trump ve Clinton seçimlerinde Trump'ın çirkin konuşan ancak doğruları söyleyen biri olduğunu fakat Clinton'ın ise güzel konuşan yalancı olduğunu söylemiştim. Trump, doğru şekilde ilerledi ve kazandı. İnsanlar, özellikle beta, duygusal tepkiler veren tipler her zaman Trump'ı cahil, aptal, kafası çalışmayan, kaba biri olarak gördü. Bir insan sayıları 2.500 civarı olan "dolar milyarderlerinden" birisi ise, o kadar da salak olamaz! Fakat alfa korkusu... Maalesef günümüzde yasalar, kanunlar, sistem; korkakları, betaları, basiretsizleri, cesareti olmayanları bir şekilde öne çıkartmayı başardı (bknz: İdiocracy filmi).
Daha önce defalarca bahsettiğim şekilde; içinde savaşçı ruhu olan, baskın, adaletsizliğe karşı gerekirse devrim başlatabilecek insanları da durdurmak için sosyal mühendislik ile kadınlaştırdı (mutlu muyum, duygularım var diyen erkekler piyasada) ve borçlandırarak, abur cubur ve sistemin gereği olarak kondisyonsuz, kendine bakmayan tiplere çevirdi. Çeviremediklerini ise Trump gibi "kötü, pis, kokuşmuş" olarak lanse ediyor.
Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler mezunu olarak söylüyorum; Trump, ABD'nin en başarılı dönemlerinden birine imza attı. İşsizliği %4'ün altına çekti, teorik olarak işsizlik kalmadı. Google'a "trump 1960 now regulation" yazarsanız, iş açmak için saçma sapan yönetmeliklerin ne kadar arttığını görürsünüz. Trump bunları "traşladı". ABD'li şirketlere, yatırımlarını ABD'ye yapmaları için baskı kurdu ki merkezleri vergi adalarında, üretim tesisleri Çin'de idi. Çin ile gözünü kırpmadan ticaret savaşına girdi ve Çin'i ıslah etti. Papaz mevzusunda gördük, Türkiye'nin ekonomisinin bozulmasının nedeni Trump'ın attığı adımlardır. Diplomatik dışı mektubu var fakat istediğini aldı. İstediğini alan, ülkesinde yapılanmaları götüren birisiydi. Ben politik anlamda başarılı buluyorum. Böyle bir iş adamının başarısız olma ihtimali?
Tabii solcular (Amerika'da bunlara liberal deniyor) daha farklı deyişle sayıları üstün olan beta(!) tayfa korktu. Seçim gecesini hatırlıyorum, hepsi ağlıyordu. Clinton, kaybedeceğini düşünmediği için, kayıp konuşması bile yazmamıştı! Hayal kırıklığı vardı. Tabii Amerika'da sistem farklı işlediği için, Trump alaşağıya alındı. Fakat Putin ve Çin ile Trump gibiler mücadele edebilir. Justin Trudeu, Joe Biden vs gibi solcuların parlattığı tipler mücadele edemez.
Andrew Tate gibi Trump'tan nefret eden insanlara neden nefret ediyorsunuz diye sorun (en az 45-50 kişiye sordum Türkiye'de), doğru düzgün cevap alamazsınız. Aptal, kültürsüz, kafası çalışmıyor, kadın düşmanı vb şeklindeki her yerde tekrarlanan şeyleri anlatıyorlar. Takip ettikleri fenomenler, ünlüler, gazete ve televizyonda beyin yıkamak için tek merkezden çıkan şeyler... House of Cards dizisini izlerseniz, "disorganized labour" kavramını medyada nasıl şekillendiğini sendika ile başlatılan kavgada görürsünüz. Underwood, bu olayı çok ilginç ancak gerçeğe yakın şekilde sonlandırdı. İşin mutfağını anlatıyor diyebilirim.
Temelde sadece iktidar değil, muhalefetteki insanlar da koyun gibi yönlendiriliyor. Yurt dışı destekli STK'lar, bunlara bağlı fenomenler, ünlüler, televizyon programları... Cemaatler, localar, terör örgütleri... Ne ararsanız var. Ne yok biliyor musunuz? Örgütlü ve bir araya gelmiş gerçek vatansever ve Atatürkçü gruplar yok.
Kendi gölgelerinden dahi korkan, düşük IQ'lu, yönlendirilebilir kitlelerin iktidarı... Vahşi doğada, hayvanlar arasında liderlik yapan, sürüyü bir arada tutan ne kadar insan varsa günümüzde kötü, berbat, rezil... Nerede beta, nerede zamanı geldiğinde gerekeni yapamayacak tipler; özellikle solcular bu insanlara bayılıyor. Bu insanlar, "koyun" dediğiniz, cahil dediğiniz tiplerin seçtiği alfalarla baş edebilecek güce, beceriye sahip olmuyor!
Bizim buradan çıkartacağımız sonuç nedir? Her sabah bir kadın gibi ayna karşısına geçip mutlu muyum diye sormayın, güvensizlik üzerine hayat kurmayın. Erkeklerin böyle dertleri olmamalı. Bizler risk alırız, doğrularımız için savaşırız. Korkularınızın üstesinden gelin. Korkmayın demiyorum, korkabilirsiniz ama yine de gerekeni yapın. Bunun için hazır olmalısınız. Kültür, bilgi, görgü olarak hazır olduğunuz kadar; kondisyon, spor, savunma ve sağlık anlamlarında da hazır olmanız gerekiyor.
327
views
Andrew Tate: Kadınlar Ne İstediğini Bilmiyor, Erkekler ve Korkaklık - Türkçe Altyazılı
Andıç: ben buhulamadım/sansürlemedim, kadının kendi kanalında böyle verilmiş
Sözün doğrusu: zor zamanlar güçlü insanları, güçlü insanlar iyi zamanları, iyi zamanlar zayıf insanları, zayıf insanlar zor zamanları getirir. Bu sözü herkese, Atatürk'e bile atfetmişler :| Ama neyse sözün kendisi doğru.
Daha lisedeyken, kadınların ne istediğini bilmediklerinin ya da direkt söylemediklerinin farkındaydım. "İyi, nazik, kalbi güzel, iyi eğitim almış"... Bir sürü şey. Kızların hiçbiri böyle erkeklere deli olmuyordu. Serseri, maço, kadını döven (ki ayırdım, ertesi gün kız yine el ele kol kolaydı ünide), saçma sapan tiplerle birlikte oluyorlardı. "Kötü çocuk" kulağa iyi gelmediği için İngilizce kullanınca sözümona daha sevimli(!) olacağını düşünüp "bad boy" diyorlar ya bir de!
Kadın merkezli forumlar, sayfalar, hesaplara bakıyorsun hatta birtakım beta tipler "eşinle tartışmayacaksın, tamam hayatım de geç" diyor. Bakıyorum, bir çok kız, "sevgilime laf söylüyorum, benimle tartışmadı" diyor. Nasıl iş? Pısırık, tartışmayan, dövüşmeyen erkeği sevmiyorlar; fakat tartışmaya başladığında erkeklerin yaptığı gibi çözüm odaklı ve mantıksal değil, manipülasyon görüyorsunuz. Duygusal patlamalar, ağlamalar, konuyu olabilecek en saçma yere çekmeler... Bütün enerjinizi bu tür saçmalıklara ayırıyorsunuz. Kavga etmediğiniz durumlarda da bizim kızların tribi, kaprisi zaten ayrı konu.
Fakat en büyük nedeni, erkeklerimizin GERÇEK ERKEK olamayışı. Sosyal mühendislikle başardılar. Erkekler, ilkel bir yaratık gibi yemek ve seks peşinde koşuyor. Skor yapayım, hatuna yazayım... Puanlamayı sevmem ama örnek için kabaca 10 üzerinden 5 puan olan bir kız, Türk erkeğinin abazalığı ve yılışıklığı nedeniyle kendini 6-7 hissediyor. Kadınlarda zaten hipergami var yani kendinden daha iyi erkeklere göz dikiyorlar. Bakıyorsun 5 olan ama Türk erkekleri nedeniyle 7 olduğunu düşünen Türk kızımız, 9-10'luk erkek arıyor. Sonra "iyi adam yok, yalnız kaldık, erkekler şöyle böyle"...
Bu iş alışveriş gibidir. Bu kadar yüksek cinsel pazar değeri olan bir erkek, yüksek seviyede ağır kalibre bir erkek istiyorsan yani; güçlü, fit, akıllı, zengin vs, sen ne sunacaksın? Diğer kızlarda olan şeyi mi? Neyi? Erkekle bir mekâna gittiğinde, erkeği yüceltecek hareketi bırak, saçma sapan mevzulardan trip yapıp ortamı bozuyorsun. Toplum, erkeğin yanındaki kadına da bakarak erkeği yargılıyor. Konuşmayı bilmiyorsun, genel kültür yok... İşte burada Türk erkekleri olarak iğneyi kendimize batıracağız.
İllâ sevgilim olsun, illâ kızlar olsun demeyeceksiniz. Spor yapacaksınız, sağlıklı besleneceksin; vücudunuz iyi olacak. Savunma sporuna gideceksiniz (ki kick boksta yaklaşık 700 kalori harcıyorum) hem spor, hem özgüven hem sıkılaşma... Daha sonra genel kültürünüzü geliştirecek kurslar, kitaplara başvuracaksınız. Farklı hobiler, kurslar, kongreler vs ile çevrenizi genişletmeye çalışacaksınız gençler!
Siz değerinizi arttırdıkça, kadınlar size bakmaya başlayacak. Acele etmeyin. İlk aşık olduğunuz, ilk beğendiğiniz kadınla da evlenmeyin. Unutmayın ki bir kadının CPD'sinin en yüksek olduğu dönem 23 ancak sizin 36. Dolayısıyla orta nokta 28-29'larda. Buradan önce evlenmeyin. Kadınları tanıyın. Kadın tavlamak için yalan söylemeyin, arkadaşlarınızı satmayın, karakterinizi değiştirmeyin. Bunlardan birisiyle kadın çatışıyorsa, çok sevseniz bile çekip gitmeyi bilin.
Şunu unutmayın ki, bizim yasal sistemimiz de kadın merkezli. Eşitlikçilik adı altında artık düğünde takılan takılar kadının, madenlerde kadınların çalışması yasak. Oysa yaşamın bütün sorunlarıyla: lağım, yüksek gerilim, inşaat, ağır şeylerin taşınması, şehirler arası otobüsler vb her türlü bedensel sıkıntıyla insan yaşamını kolaylaştıran şeylerde erkeklerin payı çok büyükken, "kadınlar eziliyor, eşitlik" diyerek yasal olarak erkeklerin aleyhine olan bir çok olay türedi.
Bunun yanında kadınlara vurmak, el kaldırmak zaten iğrenç bir şeydir. Fakat taciz, tecavüz, kadına ve hayvana (hatta çocuğa) şiddeti uygulayanlar zaten maskülen, özgüvenli, yüksek kalibre erkekler değildir. İlkel yaratık gibi etrafta dolanan, korkak, basiretsiz tiplerdir. Fakat sizin kafanıza, "maskülen erkek şiddet uygular" gibi bir fikir soktular. Tam tersine, maskülen erkek kendisini, eşini ve ailesini (sevdiklerini) korumak için GEREKİRSE şiddet uygulamaktan bile kaçınmaz. Bunu yapabilecek güçtedir. Böyle bir erkekten ise betalar korkar, düzenin değişmesini istemeyen politikacılar korkak, bu düzenden yararlanan din adamları ve şirket sahibi (ünlü vb) yancılar korkar... Haliyle sosyal mühendislik uygulayıp, korkak yığınlar ortaya çıkartır.
15 Temmuz'da bir şey dikkatimi çekti mesela, adamlar tankın önüne atlıyor. Bir çok muhalif seçmen "manyaklar" dedi. Atatürkçüyüm diyor, fakat bu adamın yaptığı şeyi anlayamıyor. Bunu da yapamaz, ülkeden kaçıyor zaten. Oysa Atatürk, her şeyiyle uğraştı. Sizler gibi basiretsiz, korkaklar değildi. Dönemin süper güçlerine karşı durabildi.
Dolayısıyla bizi ne hâle getirdiklerine bakın. Analiz edin. Kendinizi geliştirin millet!
294
views
3
comments
Andrew Tate Mutluluk Üzerine Konuşuyor - Türkçe Altyazılı
Diğer videolarında da bundan bahsetmişti, hatırlarsınız. Feminen hale geldiniz, bir kadın gibi "mutluluk peşinde koşuyorsunuz" diyordu. Erkekler, yapı gereği risk alır fakat gün geçtikçe erkekler kadın gibi güvende olmak, mutluluk gibi durumlara yöneltiliyor. Şişman, kondisyonsuz, mutluluk arayan... Az kaldı bütün hayali düğünde damatlık giymek olacak (kadınlar gibi!). Silkinip kendinize gelin. Savaşçı ruhunuzu besleyin. Kendinize güvenin. Bırakın egoist desinler, özgüveni yüksek biri olun. Bu boş şekilde değil; sporla, kondisyonla vücudunu geliştirmiş, karakter, zekâ ve kültürünü kitap ve deneyimleri ile geliştirmiş şekilde olmalı. Topluma uymayın. Topluma karşı başlatılmış sosyal mühendisliğe; yani borçlan, göbeklen, eşek gibi çalış, kadınlaş... Bunların peşinden gitmeyin.
Spor yapın,
Sağlıklı beslenin,
2,5-3 litre su için,
Kendinizi geliştirecek kurslara başvurun,
Finansan anlamda kendinizi geliştirin,
Bakış açınızı değiştirin,
Sorgulayın,
Birilerinin özgüveninize zarar vermesine izin vermeyin!
Zengin Baba Yoksul Baba, Babil'in En Zengin Adamı gibi kitaplarla başlayabilirsiniz.
246
views
Andrew ve Tristan'ın Sakinliği: 2 Çılgın Kız - Türkçe Altyazılı Fresh & Fit
Bilerek bu bölümü koymak istedim. Sakin olmalıyız.
Hayır, yeterince anlayamıyoruz, SAKİN KALABİLMELİYİZ!
Bunu size ben diyorum; trafikte hakkımı gasp eden adam görünce, defalarca üstüne atlayan ve bıçaktan, silahtan korkmayan, millete sürekli atar yapan (buna rağmen dayak yememiş) biri olarak söylüyorum!
SAKİN KALMALIYIZ!
DUYGULARIMIZI KONTROL ETMELİYİZ!
Özellikle kick boks ile bunu öğrendim. Gerçekten sakinleştim. İnsanlara karşı sakinleştim. Maskülen anlayış, kırmızı hap, Andrew Tate... Bütün bunlar ve kick boks... Benim gibi olan insanları gördükçe, "delilikmiş" diyorum. Saçma sapan şeylere kafayı takıyoruz.
Elbette sakin olmak, haksızlığa göz yummak anlamına gelmiyor. Ancak kavga, tartışma, kaos anlarında sakin olmalı ve stabil durumda kalabilmeliyiz.
Burada kadın saçma bir tartışma başlattı, daha önce açıkladıkları olay var: sugar daddy arayan kızları Miami'ye getirip, burada parası olan erkeklerle tanıştırdıkları platform mu ne kurmuşlar. Şimdi tam tersi şeyler söylüyorlar. Kız, buradan üstlerine gitti. Zaten adam açıklamış bunu.
Kızın çerçevesine girdi, sakin kalamadı. Fresh Fit'in her programını sevmem. "Sürtük alıp, burada laf sokalım" kafasına girdikleri de oluyor.
Her neyse, Andrew'i görüyor musunuz? Programın hepsini izledim, bekliyor, dinliyor, sıra kendisine gelince konuşuyor. Ancak çıkıntı 2 kadın var, 2'si de yanında (tanımıyorlar). Fakat Andrew bir şekilde "sus, uslu ol" deyince kız susuyor ama sarhoş.
Daha sonra Andrew dışarı çıktı (Tristan konuşurken), döndüğünde dedi ki; "3 saniye izin verselerdi, Myron'a çok içtiler, bir daha olmaz diyecektim ve geri getirecektim ancak makineli tüfek gibi konuşmaya devam etti ve 3 saniye konuşmama izin vermedi" dedi.
Bütün bu süreçte Tristan yine bomba, çok güldüm.
**
Biz, ne öğrenebiliriz buna bakacağız. HER DURUMDA SAKİN KAL!
Olay bundan ibaret. SAKİN KALACAĞIZ.
İşler bir anda yükselebilir, duygusal bir harekette bulunursak tartışma saçma yöne girer. Peki kazanan kim olacak? Bu tartışmanın kazananı tartışanlar mı? Çıkar gösterciler, Abdülhamid'i savunducular mı kazandı?
Tartışmanın kazanını olmaz. Tartışma eylemi bir şey kazandırır veya kazandırmaz. Senden üstün birisini tartışmaya çekersen, onun statüsüne yükselirsin. Veya senden alttadır, tartışma çıkartmak ister, tartışmazsın; en sonunda sinir olur. Ya kavgaya gider ya kabullenir.
Fakat tartışarak kazanan insan yoktur! Siz bakmayın Amerikan Başkanlık münazaralarına, orada adamlar hayvan gibi çalışıyor ve Trump gibi sivri dilli, atak insanlar doğal şekilde yenebilir, laf sokabilir. Fakat arkadaş ortamında, iş ortamında tartışmanın kimseye bir yararı olmaz.
Bağırarak, çığırarak söylediğiniz şeylerin etkisi; sakin kalıp ses tonu ve beden diline dikkat ederek, retorik kullanarak açıkladığınız durumlardan daha altta kalacaktır!
Sinirlerinize hakim olun, kendinize hakim olun!
Hapishaneler, kendine hakim olamayan erkeklerle dolu!
Kadın-vari bir duygusallığa yer yok!
Hakimiyeti kaybetmeye yer yok!
Sakin kalacağız gençler
Kontrolü elden bırakmayın
Güzel bir örnek olması açısından verdim. Saldırganlığın, hesapsız sinirin, tartışmada duygusal davranmanın kimseye faydası olmayacak. Kontrol kontrol kontrol... Çerçeveni bozma, karşıdakini savunmaya it, duygusal tepki vermesi için baskı kur ve tartışmayı sen yönlendir!
En önemlisi:
BİR ŞEY KAZANMAYACAKSAN TARTIŞMA!
536
views
Tristan Tate 5 Büyük Aile ve İlluminatiyi Anlatıyor - Türkçe Altyazılı
Siyaset bilimi mezunu biri olarak herhalde en büyük sıkıntılardan birisini bu alanda yaşıyorum. Çünkü her alanda olduğu gibi bu alanda da doğru, arada bir yerde. Yani "elitler yok, kimse dünyayı yönetmiyor, devlet var, demokrasi var, adalet var" gibi bir düşünce de yanlış ama tam karşısındaki "dönyayı 5 böyük ayile yönediyoğ yeğenim" kafası da. Ailelesi say diyorum, "roççild, rokafellar" diyor kalıyor.
Öncelikle elitler, lobicilik vs kavramlarını anlamak gerek. Türkiye'de 10 büyük firmanın (ki Koç'un kazancı, Türkiye'nin GSMH'nın %8'ini oluşturuyor; diğer büyük firmaları da ekle), istemediği bir yasanın gerçekten çıkabileceğini düşünüyor musunuz?
Bu adamlar aptal değil, her ihtimali düünüp parasını ve gücünü dünyaya dağıtır. Devlet fabrikalara el koysa ne olacak? 3-5 yıl sonra yine batırır. Devlet!!! Bu adamlar yurt dışına gider, orada tekrar sağlam üretim tesisini kurar.
Aynı şekilde dünyanın en güçlü firmaları, aileleri, grupları da böyle. Üstelik ÇIKARLARI İÇİN bir araya gelecek. Allah'ın Gazimağusa'sında (40 bin nüfusluk KKTC ili), bildiğiniz dürümcüler kartel kurmuştu.
Kartel ne demek? Belirli konuda iş yapan, çalışanların bir araya gelmesi ve gizli anlaşmalar yapmasıdır. Yani o dönem için konuşuyorum, "dürümü 20 liradan aşağıya satmayacaksın" diyorlardı. Bazıları dürüm+ayran 20₺ diyordu ama bitti. Kimse 20'den aşağıya satamıyordu. BİLDİĞİN DÜRÜMCÜ KARTELİ!
Yasalara aykırıdır, rekabeti bozar, tüketiciye zarar verir ama yapılıyor muydu? Yapılıyordu.
Dürümcülerin kartel olduğu bir dünyada; bankacılıktan petrole, para kuruluşuna kadar çok farklı alanlarda iş yapan ve hatta devlete düşünce kuruluşuyla destek veren Rockefeller hanedanı ya da bu türde insanların bazı avantajları kullanmak, daha fazla avantaj elde etmek için adım atmayacağını mı düşünüyorsunuz? GERÇEKTEN Mİ?
Belediyede, devlette işinizi hallederken "araya adam sokuyorsunuz" fakat bilmem kaç milyon kazanan müteahhit, Bakan tanıdığına sorununu anlatmayacak mı? Ya da belediyede tanıdığı olan zenginler, içeriden bilgi çekip, 4-5 yıla şehrin büyüyeceği ve imar verileceği yerlerini önceden öğrenip burala yatırım yapmayacak mı? Daha sonra satmak için 2-3 firma ortaklık kurup, paraları bir araya getirip, buralara yatırım yapmayacak mı?
DÖNYAYI AYİLELER YÖNEDİYOĞ...
Bakıyorsun götü göbeği salmış, sürekli abur cubur yiyor, fast food tüketiyor. Aileler başına silah dayayıp Burger King'e mi götürdü? Şekerli ve asitli içecek mi iç dedi? KOCAMAN logolu tişörtleri mi aldırdı sana? Spor yapmanı mı engelledi?
Kendi kendini rezil edip, daha sonra obezite, diyabet, tansiyon, kalp ve damar hastalıklarıyla uğraşırken ilaç alıp sonra "beş böyük ayile önce hastalık yapıyo sonra bunları sadıyoğ" diyorsun. Bırak yahu!
7 kredi kartın boğazına kadar gömülmüş, başka bankadan 8'inciyi alıp bilmem kaç ekran televizyonu almanı onlar mı söyledi?
Söz, nişan, nikâh, düğün, balayı için 600 bin lirayı harcamanı; dişsiz teyze ve nineler kuru pasta yerken düğününü, seni, eşini eleştirecek bir şeyler bulacak ve sen de bunlara zeybek oynayacaksın. Bunu "beş böyük ayile" mi istiyor? Baby shower, cinsiyet partisi gibi saçmalıkları, lisedeki çocuğunun Air Jordan giymesini beş büyük aile mi istedi?
Efendim reklamlarla, kapitalist sistemle, bıdı bıdı bıdı....
İradesizliğini, disiplinsizliğini, gevşekliğini, basiretsizliğini bunlarla açıklama.
Elitler var, hep oldu, hep olacak. Uzaylılarla tanışalım, 500 yıl sonra uzay koalisyonunda da elitler olacak. Ya da birkaç yüz yıl öncesine git Osmanlı veya Cengiz Han veya herhangi bir yerde de elitler vardı, güçlüler vardı; güçleri ve bağlantılarını kullanıp, daha güçleniyorlardı.
Kaderini, hayatını değiştirmek yerine birilerini suçlamak kolay. Erkekler kadınlara döndü. Söyleniyor, suçluyor... Bır bır bır bır.... Öğretmeni suçlu, komşusu suçlu, kaynanası suçlu, okul suçlu, eğitim sistemi boktan, muhalefeti suçlu, iktidarı suçluy; zaten beş böyük ayile dönyayı yönediyoğ... Bir tek sende suç yok! Spor yapmıyorsun, iyi beslenmiyorsun, ısrarla dürtüsel alışveriş yapıyorsun; ama bir tek sen müthişsin, bir tek sen mükemmelsin, bir tek sende suç yok.
Elitleri, zenginleri, ahlâksızları, gücünü kullananları eleştirmeyi bırakın! Güçlenmek ve zengin olmak için plânınız olsun. Hepimiz iyi hayat istiyoruz ama buna ulaşacak adımlarla ilgili çoğunuzun plânı yok. Sadece temenniniz var. O hayata nasıl ulaşabileceğini bilen insan sayısı çok az.
Eşek gibi çalışmadan, uykusuz kalmadan, davalarla uğraşmadan, kazıklanmadan olmuyor. Ne yazık ki şirketi açtığımız 8 yıldır bir ton yandaşla, bürokratla, şirketle, davayla uğraşıyoruz. Siz de uğraşacaksınız. Bizden öncekiler uğraştı, bizden sonrakiler uğraşacak! Önemli olan tek bir şey var; temel dinamikleri anlamak, ders almak, BÜTÜN BAŞARI VE HATALARIN SORUMLULUĞUNU ALIP, TEKRARLANMAMASI İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPMAK!
Sorumluluk alın, plân yapın, çalışın, ilerleyin. Sisteme, birilerine, ona buna suç atmak, dır dır dır söylenmek en kolayı ve erkekleri bu hale çevirdiler. Adım atan karakterden, söylenen ama harekete geçmeyen yığınlara...
329
views
Andrew Tate vs Sünger Boblu Eleman - Türkçe Altyazılı
Adin ile ne çeşit mevzuları var, Andrew Adin'in çevresini kullanmaya mı çalışıyor yoksa gerçekten yardım etmeye mi çalışıyor bilmiyorum ama bir çeşit geyik mevzusuna döndü. Sonunda yayını terk etti gerçi ama bu N3on denilen eleman geliyor. Bir tiyatro, kurgu gibi de ama değil gibi de. Anlayamadım.
Her ne olursa olsun, Telegram grubunda bazı gençlerin sakin kalma, duygularını kontrol etme, gelen saldırılara karşı sıkıntı yaşadıklarını dile getirdiklerini gördüm.
Tristan gibi bu tür insanlarla bir araya gelmezseniz (Adin'i sevmiyor, BBC Matt'i de sevmedi), böyle durumlara baştan düşmezsiniz. Ancak düştüğünüzde gördüğünüz gibi Andrew sallamıyor. Daha sonra saçma sapan saldırınca, çirozun çerçevesine girmiyor. Sakin şekilde, kararlı şekilde duruyor ve çok güzel laf sokuyor.
Çocuğun bağırıp çağırıp, sonra inhaler (soluk aparatını) kullanması kurgu gibi geldi ama öyle ya da değil, önemi yok. Buraya dikkat etmek gerekir.
Sakin beyler! Kick boksa başlamadan önce trafikte insanlara saldıran, saçma sapan şeylere kızıp; sakinleştikten sonra benim gibi adamların düştüğü halleri gören biri olarak söylüyorum. Sakin. Duygusal tepkilere, duygusallığa gerek yok. Sakin, kontrollü, sinirlere hakim şekilde adım atın.
242
views
1
comment
Andrew Tate Hayalini Yaşıyor, O Sandalyeye Oturuyor! - Türkçe Altyazılı
Şimdi "paramın hepsini veririm" falan deyince, Tate Confidential'ı izlemeyenler gerçek olarak anlar. Andrew, bazı mevzuları abartmayı seviyor. ABARTIYOR! Neden? Bir nedeni var, bir şey anlatmak istiyor ve dikkat çekerek anlatmak istiyor. Dikkat çekip, bundan para kazanıyor.
Andrew'in esas anlatmaya çalıştığı şey, "basit şeylerin önemi". Gerçekten bunu kaçırıyoruz. Milyoner olmak isterken, belki ne kadar sağlıklı olduğunu unutup, saçma sapan şeyler yiyorsun. Sağlıklı halini abur cuburla, şekerle, fast food ile ve spor yapmayarak kaybediyorsun. Daha sonra haplara bağımlı yaşıyorsun.
Spor yapın, dövüşmeyi öğrenin, sağlıklı beslenin; işinize 4 elle sarılıp, işinizde nasıl yükseleceğinizi çözmeye çalışın. Ardından mesai dışında ek gelir için ticaret ve eticaret ile uğraşabilirsiniz.
**
Fakat bu videoda ikisinin iletişimini görmenizi istedim :D izlerken çok güldüm. Doğal hallerini vermeye çalışıyorum.
277
views
Andrew Tate Başarının Temeli - Türkçe Altyazı
Email, instagram mesajı olarak geliyordu ama özellikle telegram gruplarını açtıktan sonra bizzat bu durumu gördüm; Andrew'e giden soruların benzerleri soruluyor... Sürekli. Ben dahil birçok insan aynı yanıtları veriyordu. Bununla ilgili video çekecektim (belki yine çekerim) ancak Andrew, podcastinde bahsetti. Olay gerçekten bu!
M*sturbasyonu/p*rnoyu nasıl bırakırım?
Nasıl zengin olurum?
Kadınlar konusunda nasıl daha iyi olurum?
Nasıl şu nasıl bu....
HEPSİNİN OLAYI AYNI ŞEYE GELİYOR!
Erkeklerin sadece %20'si kadınlar tarafından arzulanıyor, gerçekten arzudan bahsediyorum ve burada bir evrimsel süreç var. Kırmızı hap, maskülenite... Rollo Tomassi'den Dr. Redpill'e, Andrew Tate'ten Jordan Peterson'a ve bu kavramlar yokken bu olayların farkında olan bir çok sağlam adama kadar herkes bunu anlatmaya çalıştı ve çalışıyor; YÜKSEK DEĞERLİ ERKEK OLMAK ZORUNDAYIZ!
Peki bu nasıl olacak? Parayla mı?
Böyle bir düşünce var değil mi? Para kazanınca bütün her şey çözülecek? Asosyallik/antisosyallik, kadınlarla aranın kötü olması, özgüvensizlik, zevksiz giyim anlayışı... HER ŞEY PARAYLA ÇÖZÜLECEK değil mi?
Değil. Andrew Tate'in dediği gibi para yükselticidir. Yani özgüvensiz, ezik, inek bir tipsen; zengin olduğunda da zengin ama özgüvensiz, ezik, inek bir tip olacaksın. Dahası paranın getirdiği sahte özgüven nedeniyle bizim milletimizde de sık sık gördüğümüz kabalık, "kroyum ama para bende" kafasıyla rezillikler yapılacak. Dolayısıyla para çözüm değil.
Peki çözüm nedir?
4 temel durum keşfettim, sürekli bunu vurguluyorum zaten:
1- disiplin
2- azim
3- irade
4- süreklilik.
Belki sözcükleri de biraz açmak gerek, sözlük anlamlarıyla başlayalım:
Disiplin: Türkçesiyle sıkıdüzen. Kurallara veya işin gerekliliklerine sıkı şekilde uyarak bağlı kalmak.
Azim: Karşınıza çıkacak olan engelleri yenme isteği ve kararı
İrade: Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü ve yetisi ancak burada yine öztürkçesiyle istenç dediğimiz; istek ve arzuları hayata geçirme gücü
Süreklilik: öztürkçe olduğu için anlayacağınız üzere sürekli olması ya da Arapça kökenlisini verecek olursam: devamlılık.
İşte kazanmamız gereken yetilerin en önemlileri bunlar.
**
Telegram'da da sürekli gelen sorulara verilen cevaplar neden ortak? Ne yapmak istiyorsanız isteyin, öncelikle:
Spor yapacaksınız!
Dövüş sanatları öğreneceksiniz,
Sağlıklı besleneceksiniz (abur cubur yok, fast food yok ancak haftada 1 öğün)
Yetişkin içeriği tüketmek ve kendini tatmin yok!
Sosyal medyada saçma sapan içeriklerle günü tüketmek yok,
Eğitimlerle kendini geliştireceksin
ve bütün bunları sürekli olarak yapacaksın!
Değişim 3 ayda gelmez, hepsini düzenli olarak yapacaksın ve yıllarını vereceksin. Evet 1 yıl içerisinde toplam 30 gün sporu kaçırdığın olabilir. Evet yaz tatiline çıkmışsındır ve 1 hafta çok fena fast food yemişsindir. Sorun değil, sonraki haftalarda dikkat et ama devam et! Bizim millet gaza gelip spor salonuna 1 yıllık yazılır, ilk hafta her gün gider, ikinci hafta 4 gün, sonra gitmez. Böyle yapmayın. Her gün 7 saat çalışıp 3-5 hafta yapmak yerine her gün 40 dk bir şey öğrenmeye ayırın ama 1,5-2 yıl boyunca yapın.
Suyun gücü gibi olmalısınız. Damla etkisi... Damla damla gelen su, kayaları parçalıyor. Amacınız bu olmalı.
**
Spor yapmak, sağlıklı beslenmek, vücuda ZEHİR etkisi yaratan abur cuburlardan uzaklaşmak, gününüzü tüketecek ama size hibçir şey katmayan sosyal medya gönderilerinden uzaklaşmak, p*rno bağımlılığı ve m*asturbasyon nedeniyle uyuşuk hissedip algıların yavaşlaması, dikkat dağılması, uyuşukluk gibi durumlardan uzak durmanın yararını gerçekten anlamıyor musunuz? İnsanların doğruyu bildiği halde, uygulamamasının nedeni nedir? Aptal olsa doğruyu bilmez, fakat ne yapmamız gerektiğini hepimiz bilirken sadece %1 ilâ %5 arasında insan doğruları gerçekten yapıyor.
Örneğin Türkiye'de spor yapmayan sayısı %88, Avrupa'da %47'lerde. Düzenli spor yapanlar ülkemizde %5 iken, son 2 yıldır spor yapanları sorduğunda oran %2'ye geliyor. Sadece spor, sağlıklı beslenmeden bahsediyoruz ki Avrupa'nın en obez toplumuyuz, dünyada 7'nciyiz.
Abur cubur, şekerleme, fast food vs nedeniyle binlerce lira geçici hazlara akıtılırken 35-40 yaşından sonra da bunların neden olduğu tansiyon, diyabet, kalp ve damar hastalıkları ilaçlarına akıtılacak. Peki bunları bildiğimiz halde neden uzak kalamıyoruz? Politikacılar söylemiyor çünkü işin ucu başka yerlere gidiyor. Anladık. Peki senin bahanen ne? Doğada olmayan şeker ve işlenmiş şeyleri sürekli, günde defalarca tüketirken ve spor yapmıyorken, 2,5-3 lt su içmiyorken ne olmayı bekliyorsun? 90 yaşına kadar sağlıklı mı yaşayacaksın?
741
views
Müthiş: Andrew Tate Kovid Krizinden Bahsediyor -Türkçe Altyazılı
* stolen valor demiş tam anlamını bilmiyorum, çakma yiğitlik gibi bir şey sanırım. Deyimse bilemem.
** figüran diye çevirdim ama NPC diyor yani oyunlarda bir işe yaramayan, oyunun parçası karakter var ya ya da Matrix'teki tiplemeler onlar. Sistemi savunan, devamlılığını savunan, kırmızı hapı almamışlar.
*****
Son zamanlarındaki en iyi videolardan birisi bence. Çünkü Matrix (sistem), saçmalıklar, haberlere ve her boka inanan Goril Koko IQ'lu insanlar.... Her şeyi anlatmış. Kovid başında insanlar titreyip yerlere düşüyordu, sokakları sabunla yıkıyorlardı. Sonra? Şu anda mesela?
Maalesef 2 doz aşı, en büyük pişmanlığım. Sağlık sektöründe olduğumuz için mecburen vurdurduk. Çünkü sağa sola gidiyorduk ve "metrolara, havalimanlarına alınmayacaksınız" diye herkesi korkuttular.
Aşı konusuna değinmeyeceğim ama araştırmalar kalp başta olmak üzere diğer sorunları ortaya çıkarttı ve çıkartmaya devam edecek.
Kovid gibi bir şey neden var oldu? Çok basit aslında. Pavlov'un köpekleri deneyini duydunuz mu? Kısaca:
Yemek vermeden önce zil çalarsanız ve sonra köpeğe yemek verirseniz, şartlanmaya başlar. Bir süre sonra zil çaldığınızda ağzı sulanacaktır. İnternette doğrulayamadım ama benim bildiğim kadarıyla sel gibi bir doğal afet olmuş, köpekler strese girmiş ve sonrasında bu şartlanma ortadan kalkmıştı.
Yani dünyada yeni bir düzen inşa edecekseniz, büyük bir olağanüstü hâl gerekiyordu, Kovid ortaya çıktı. Herkes artık evden çalışıyor, insanlar asosyalleşiyor, enflasyon arttı, insanlar dışarıya çıkamıyor.
Çocukları ebeveynler değil, telefon/tablet ve internet yetiştiriyor. Her şeyimiz evde oturarak her şeyi yapmaya endeksli. Bu sırada şirket kazanıyor. İnsanlar ise köle gibi. İşte belki tehlike bu, istedikleri buydu.
Andrew Tate'in en özenilecek yanlarından birisi sanıyorum "istediğini gerçekleştirebilme gücü". Korku ve baskıdan aşı olduk (olmayanları tebrik ederim). Ülkede kapanma olunca İsveç'e gidiyorlar. Maalesef bunları başarabilecek durumda değiliz. Amacımız zaten maddi bağımsızlığı kazanmak. Ne diyordu Andrew? Zengin olduğunuzda sizi kontrol edemezler.
Arkadaşı "rap müzik yapacağım" diyor, 45 gün sonra buluşmuşlar, "ne durumda?" deyince yapacağım demiş. Verse (müziği) ver bana diyerek alıyor, 1 günde söz yazıyor, ertesi gün klip çekiyor. Andrew Tate rap dediğinizde çıkan video bu (millet de kalkıp şöyle iyi böyle kötü yazmış, mevzu o değil!).
Düşüncelerimizi değiştirmemiz gerekiyor. Kırmızı hapı alsak bile, Matrix'ten tam anlamıyla uyanabilmiş değiliz, görünen bu.
Her zaman dediğim gibi, doğru hep ortada bir yerde... Bilimsel düşünen maskeciler ile "dönyayı beş böyük ayile yönediyoğğ" diyen dayının arasında. İkisi de haklı değil ama ikisi de gerçeğe yakın bir yerde.
Biz, kendimizden sorumluyuz. Dokunulmaz olacak güce erişmemiz ŞART!
365
views
2
comments