12Ummah-Trk

Başbakan Modi'nin liderliğindeki Hindistan'da giderek artan bir şekilde Müslümanları hedef alan Hindu festivalleri, toplumsal dinamiklerde rahatsız edici bir değişime işaret etmektedir. Özellikle Holi gibi festivallerde gerçekleştiği rapor edilen küçük düşürücü olaylar, geleneksel kutlamaların artık bir sindirme aracı olarak kullanıldığına işaret etmektedir. Siyasi müttefiklerin işbirlikçiliği ve suçluların cezasız kalması, azınlık hakları ve laik değerlerin aşınması konusundaki endişeleri artırmaktadır.

Ağır sonuçlara yol açan asılsız suçlamalar da dahil olmak üzere Hintli Müslümanların karşılaştığı hukuksuz uygulamalar, toplum içinde bir korku atmosferi yaratmıştır. Zamanında medyada geniş yer almasına rağmen, asılsız suçlamalara maruz kalan kişilerin beraat etmeleri haberlere konu olmamış, bu da taraflı haberciliği gözler önüne sermiştir. Trajik bir şekilde kaybedilen hayatlar ve sarsılan gelecekler, bu tür adaletsizliklerin kalıcı etkilerine dikkat çekmektedir.

Ahmedabad'daki Gücerât Üniversitesi'nde okuyan Müslüman öğrenciler, çevrede cami bulunmaması nedeniyle yurt binasında namaz kıldıkları için Hindutva taraftarlarının saldırısına uğradılar. Yaklaşık 200 saldırgan yurda girerek çeşitli ülkelerden en az beş öğrenciyi yaraladı. İnternette paylaşılan videolar, polisin duyarsızlığı ve üniversite yetkililerinin küstah açıklamalarıyla daha da şiddetlenen vandalizmi ve İslamofobik şiddeti gözler önüne seriyor. Bu olay, dini bağnazlık ve ayrımcılığa karşı küresel kınama ve dayanışmaya duyulan acil ihtiyacın altını çizmektedir.

Geçirdiği bir kazada iki kolunu birden kaybeden ressam Wasim Sheikh'in küçük dükkânı Madhya Pradeş'teki BJP hükümeti tarafından yıkıldı. Asılsız bir şekilde taş atmakla suçlanan Sheikh, dükkânının yıkımını yalanlaması için baskı gördü. Toplumsal gerginlikler daha fazla yıkıma yol açarken, AIMIM başkanı Asaduddin Owaisi yaşananlara tepki göstererek BJP'nin eylemlerine karşı çıktı.

Modi hükümetinin Gücerat'ın Kutch bölgesinde bir cami ve üç medreseyi yıkması azınlık hakları konusunda tartışmalara neden oldu. Jamnagar'da Razzaq kardeşlerin mülklerine yönelik benzer eylemlere ilişkin raporlar da konuyla ilgili endişeleri arttırıyor. Bu olaylar Hindistan'da inanç özgürlüğü ve yönetimin daha büyük sorunlarına dikkat çekerek ulusal ve uluslararası düzeyde tartışmalara yol açmaktadır.

Delhi'nin İnderlok bölgesinde polis Cuma namazını yarıda keserek cemaati tekmeledi. Bu olay, Narendra Modi'nin iktidara gelmesinden bu yana kamu sektörüne nefretin enjekte edildiği rahatsız edici bir eğilime işaret etmektedir. Bazılarının, İslam'ı Hinduizm'e düşman olarak algılamasıyla Hindu-Müslüman gerilimi giderek tırmanmaktadır. Söz konusu saldırı, Müslümanlar arasında korkuya yol açarak Cuma namazlarına katılımı ve kalabalık camilerde toplanmayı engellemek istemektedir.

41 madencinin kurtarılmasında gösterdiği kahramanlıkla tanınan Wakeel Hassan, Delhi'deki evinin uyarı yapılmadan buldozerle yıkılmasıyla hükümetin sert yüzüyle karşılaştı. Hassan önceleri ulusal bir kahraman olarak saygı görürken şimdi ailesiyle birlikte evsiz kaldı. Hassan 2013 yılından beri evin resmi maliki olmasına rağmen yetkililer yıkıma devam ettiler. Bu da Hassan'ı kendisine başka bir ev verilmediği takdirde süresiz oruç tutma fikrine yönlendirdi.

Modi hükümetinin Hindistan'ın Assam eyaletinde Müslümanların haklarını düzenleyen yasal çerçevede önemli değişiklikler yapan adımları tartışma ve eleştirilere neden oldu. Müslüman evlilik mevzuatının yürürlükten kaldırılması ve İslami kurumlara karşı katı tedbirler alınması, Müslüman toplulukları hedef alan daha geniş bir politikanın işaretçisidir. Tek Tip Medeni Kanun'un uygulamaya konulmasıyla birlikte söz konusu eylemler, Hindistan'da inanç özgürlüğü ve kültürel çeşitliliğe ilişkin endişeleri artırmaktadır.

Modi hükümetinin Müslümanları hedef alan İsrail usulü ev yıkımları Hindistan'da hukuki tartışmalara yol açıyor. Rajasthan yetkilileri inek kesimi iddiasıyla 12 Müslümanın evlerini ve ekinlerini telef etti. Polisin söz konusu yasadışı faaliyetlere müdahalesi görevden alınmalarına yol açtı. Yıkımların ardından kadın ve çocukların kaldığı terk edilmiş köyler, maddi hasarın ötesinde daha geniş sosyal hasarların altını çiziyor.

Yürek burkan bir olayda, Shahnawaz günlük işlerini yaparken polis tarafından vurulmuş, omuz ve göğüs gibi hayati yerlerinden yaralar almıştır. Bakmakla yükümlü olduğu iki küçük çocuğuyla birlikte, çalışma becerisi olumsuz etkilenmiştir. Bekleyen bir mahkeme kararı öncesinde gerçekleşen son cami yıkımı gerilimi arttırarak şiddete yol açmış ve Shahnawaz gibi pek çok kişiyi işsiz bırakmıştır. Shahnawaz'ın kardeşinin savunması, devam eden karışıklığın ortasında hükümetin faaliyetlerini sorguluyor.

Uttarakhand'ın Haldwani kentinde bir cami ve medresenin yıkılmasının ardından patlak veren şiddet olaylarında iki kişi öldü, 250 kişi de yaralandı. Öfkeli Müslümanlar protesto gösterileri düzenleyerek polisle karşı karşıya gelirken, bazı Hindu gençler provokatif eylemlerde bulunarak gerilimi daha da arttırdı. Modi'nin partisinin iktidara gelmesinden bu yana nefret söylemleriyle daha da derinleşen toplumsal bölünme devam ediyor. Geçen yıl Haridwar'da düzenlenen Dharam Sansad, Müslümanların yok edilmesi çağrısında bulunarak gerilimi daha da arttırdı. Müslümanlara yönelik ayrımcılık Dehradun ve Karnataka'nın bazı bölgelerinde ev kiralamaya kadar uzanıyor.

Tanınmış İslam alimi Maulana Mufti Salman Azhari'nin, Gücerât'ta bir şikayetin ardından Mumbai polisi tarafından tutuklanması tartışmalara neden oldu. Binleri bulan destekçileri, Mufti'nin serbest bırakılması için gösteri düzenlediler. Bu durumun aksine Hindutva liderleri herhangi bir yaptırımla karşılaşmadan Müslümanlara karşı şiddeti kışkırtıyor, tecavüz ve cinayeti savunuyorlar. Bu durum tırmanan gerilimi ve dini hoşgörüsüzlüğü gözler önüne sermektedir.

Son dönemdeki tapınak açılışları ve Hindistan Arkeoloji Araştırmaları Kurumu'nun yanlı araştırmaları hakkındaki küresel tartışmaların gölgesinde, Delhi'deki 800 yıllık Akhonji Mescidi Delhi Kalkınma İdaresi tarafından gizlice yıkıldı. İmam Zakir Hüseyin, bir medresenin zorla tahrip edildiğini, Kur'an ve medresedeki diğer kitaplara zarar verildiğini ve öğrencilerin yiyeceklerinin telef edildiğini iddia etti. Uluslararası Hindistan Müslümanları Konseyi (ICIM) 1992'den bu yana 300'den fazla caminin yıkıldığını ve Hindutva güdümlü Tapınakları Geri Al kampanyası kapsamında 36.000 caminin daha listeye alındığını açıkladı.

Ram Mandir'in açılışının ardından, Hindutva radikallerinin toplumsal çatışmaları kışkırtması ve polisin yüzlerce Müslüman genci sebepsiz yere tutuklamasıyla Müslümanlara yönelik baskılar artış gösterdi. Provokatif mitinglerin organizatörleri Narendra Modi'ye verdikleri destek nedeniyle hiçbir yaptırımla karşılaşmıyor. Modi'nin ayrıştırıcı politikaları, küresel çapta aldığı desteğe rağmen devam ederken, Hindistan'daki Müslümanların

İsrailli yazar Avi Lipkin'in Lübnan'dan Suudi Arabistan'a "Büyük İsrail" projesini anlattığı video tartışma yarattı. Lipkin, Mekke, Medine ve Sina Dağı'nın ele geçirileceğini öngörüyor. Lipkin, siyasi Siyonizm'in tarihsel hedefleriyle paralellik gösterdiği gerekçesiyle eleştiriliyor. Analistler, İsrail'in Gazze ve Hizbullah'ı bitirdikten sonra komşu ülkeleri kolayca kontrol altına alabileceğine dikkat çekiyor. Anılan plan, Theodor Herzl'in bölgesel üstünlüğü hedefleyen vizyonuyla paralellik göstermektedir.

Son olaylar, uluslararası suç iddialarıyla birlikte Hindistan'ın şiddetten uzak tarihinde bir değişim olduğunu göstermektedir. Kanada'dan ABD'ye, çeşitli suikast ve casusluk iddiaları söz konusu. Hindistan'ın özellikle Müslüman karşıtı faaliyetlerinin jeopolitik ve küresel etkilerini kapsamlı bir şekilde anlamak için bizi takip etmeye devam edin.

Haziran 2023'te Hindistan'ın kuzeyinde Müslümanları hedef alan nefret saldırıları artmış, Hindutva grupları aileleri bölgeyi terk etmeye zorlamıştır. 2024 yılında Hindutva destekçilerinin "Jai Shree Ram" yazısını sergilediği için Müslüman bir esnafı taciz ettiği bir video bu durumun devam ettiğini göstermiştir. Bu durum, BJP hükümetinin iktidara gelmesinden bu yana artan gerilimi yansıtmakta ve Uttarakhand ve Hindistan'da barışı bozmaktadır.

İslam karşıtı Hollandalı siyasetçi Geert Wilders, İslam'a saldırarak Hazreti Muhammed'e yönelik aşağılayıcı söylemlerde bulundu. Hindulara destek sözü veren Wilders, seçmenlerine desteklerinden dolayı teşekkür etti.

Namaz kılan Müslümanlar, huzursuzluk çıkarmayı amaçlayan kişiler tarafından özellikle hedef alınıyor. Dini hoşgörüsüzlük Hindistan genelinde çeşitli vakalarda gözlemlendi. Müslümanların ibadetleri Ramazan ayında bir evin içinde bile olsa engellenmeye çalışılıyor. Hindutva fanatikleri uluslararası kınama ihtiyacını gerektirecek şekilde namazları kasten engelliyor.

Modi hükümeti, camiler üzerinde asılsız iddialarda bulunarak camileri yıkmak ve Hindistan'daki Müslüman tarihini silmekle suçlanıyor. Uttar Pradesh'te Hindutva fanatikleri 200 yıllık bir caminin kendilerine ait olduğunu iddia ederek Müslüman bir genci tutuklattılar. Modi'nin İsrail'i desteklemesi ve Hindistan tarihini değiştirmek için sistematik bir şekilde cami yıkması tepki çekmektedir.

Hindutva liderleri, rahatsız edici bir şekilde Müslümanları ve Hristiyanları açıkça hedef almakta, şiddeti teşvik etmekte ve silah dağıtmaktadır. Hükümet mensupları herhangi bir tepki görmeden hakaretamiz ifadeler kullanmaktadır. Bunun aksine, Hindutva hükümetini eleştirmek hızlı yasal işlemlerle sonuçlanmaktadır. Mohammed Wasi'nin yakın zamanda tutuklanması ve gördüğü kötü muamele bu ayrımcılığın altını çizmekte ve hesap verebilirlik için uluslararası incelemeyi zorunlu kılmaktadır.

Hindistan hükümet 150 yıllık Sunehri Bagh Mescidini yıkmayı planlıyor. Camilerin hedef gözetilerek yıkılması, Hindistan hükümetinin kültürel homojenleştirme çabalarına işaret ediyor. Kültürel mirasın korunması ile resmi süreçler arasındaki hassas denge, Hindistan'ın kültürel ve tarihi dokusunda kritik bir dönemece girildiğinin altını çiziyor.

Batı Bengal, 72 saat içinde üç Müslüman erkeğin ölümüyle sonuçlanan linç olaylarıyla çalkalanıyor. Bu korkunç olaylar, ciddi bir şiddet örüntüsünün altını çizmekte ve Hindutva hükümetinin kınanması için uluslararası çevrelere acil bir çağrıda bulunmaktadır.

Modi'nin partisi Rajasthan'da son seçimleri kazandı. Yeni hükümet Ezan'ın gürültü kirliliğine yol açtığını ileri sürerek cami hoparlörlerinin sökülmesini kararlaştırdı. Jaipur'da polis, hükümetin emirlerine uyarak sabah namazı sırasında cami hoparlörlerini söktü. Madya Pradesh'te de benzer adımlar atıldı. Müslüman din adamları, diğer sesler göz ardı edilirken ezanın neden özellikle gündeme sokulduğunu sorarak hükümeti eleştiriyor. Eleştirmenler bunu Modi ve RSS tarafından Müslümanları ve İslam'ı bastırmaya yönelik bir girişim olarak değerlendirmektedir.