Empedokles ve Anaksagoras-Ateş, Hava, Su, Toprak

Herakleitos'un sürekli değişen evreni ile Parmenides'in değişmez 'Bir'i arasındaki felsefi savaş, Antik Yunan düşüncesini bir çıkmaza sokmuştu. Duyularımıza mı güvenmeliydik, yoksa saf mantığa mı? Felsefe serimizin bu bölümünde, bu büyük krize meydan okuyan ve felsefeyi felç olmaktan kurtaran iki dahiyle tanışıyoruz: Çoğulcuların öncüleri Empedokles ve Anaksagoras. Bu iki düşünür, değişimin hem mantıksal olarak mümkün hem de gözlemlenebilir bir gerçeklik olduğunu göstermeye çalıştı. Kendini tanrı ilan eden şair Empedokles, evreni dört temel kökün (Ateş, Hava, Su, Toprak) ve onları birleştirip ayıran kozmik Sevgi ve Nefret güçlerinin bir oyunu olarak gördü. Atina'nın ilk filozofu Anaksagoras ise "her şeyde her şeyden bir parça vardır" diyerek ve evrene düzen veren gizemli kozmik Akıl'ı (Nous) felsefeye dahil ederek çok daha radikal bir çözüm sundu.

Bu videoda, Güneş'in tanrı değil, akkor bir taş olduğunu söylediği için idama mahkum edilen bir filozofun hikayesinden evrim teorisinin ve zihin-beden probleminin şaşırtıcı kökenlerine kadar uzanan bir yolculuğa çıkıyoruz. Bu bölüm, Herakleitos ve Parmenides videomuzun devamı niteliğindedir, bu yüzden felsefenin bu büyük yol ayrımını daha iyi anlamak için önceki bölümümüze göz atmanızı öneririz. Felsefe yolculuğumuza devam etmek için kanalımıza abone olmayı ve yeni videolardan haberdar olmak için zile basmayı unutmayın! Empedokles'in Sevgi ve Nefret'e dayalı döngüsel evreni mi, yoksa Anaksagoras'ın Akıl tarafından yönetilen kozmosu mu size daha ikna edici geliyor? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşın sevgili dostlar!

#Felsefe #FelsefeTarihi #AntikYunan #AntikFelsefe #Empedokles #Anaksagoras #Presokratikler #Parmenides #Herakleitos #Nous #DörtElement