Anaksimandros ve Anaksimenes

Merhaba, felsefe ve bilim tarihinin derinliklerine yaptığımız yolculuğa devam ediyoruz. Bir önceki bölümde, Batı düşüncesinin babası kabul edilen Miletli Thales ile tanışmış, onun dünyayı mitlerin gölgesinden kurtarıp aklın ışığına çıkarma cesaretine tanıklık etmiştik. Thales, evrenin temel yapıtaşının ne olduğu sorusunu sorarak ve buna "her şey sudur" yanıtını vererek bir devrim başlatmıştı. Ancak Thales'in asıl ve en kalıcı mirası, verdiği cevap değil, başlattığı gelenekti: Milet Okulu olarak bilinen eleştirel sorgulama zinciri. Bu, duvarları olan bir okul değil, bir ustanın fikirlerini bir sonraki nesle aktardığı ve daha da önemlisi, o neslin bu fikirleri sorgulayıp geliştirmesine izin verdiği entelektüel bir soy ağacıydı. İşte bugün, bu zincirin en önemli iki halkasını, Thales'in mirasını alıp onu bambaşka seviyelere taşıyan iki Miletli düşünürü, Anaksimandros ve Anaksimenes'i tanıyacağız. Onların hikayesi, felsefenin nasıl bir diyalog, bir argümanlar silsilesi ve sürekli bir ilerleme arayışı olduğunu gözler önüne serecek.