Andrew Tate'in Adin Ross'a Motivasyon Konuşması -1

1 year ago
617

Doğadan koptuk. Binlerce yıllık insanlık tarihinde, doğdan bu kadar kopuk yaşamamız, bizi huzursuz ediyor. Erkekler savaştı, avlandı, odun kırdı... Şimdi odun hazır geliyor, et kasaptan, dövüşmekten korkuyor. Kadın gibi rahat düşkünü olduk, hepimiz. Bu hâle getirdiler. Şanslıysanız 20'li yaşların başında kırmızı hapı gördünüz. Şanssızsanız 45-50 yaşında. Daha da şanssızsanız kırmızı hapı mantıklı bulmayı bırakın, feminist bir erkek hâline döndünüz....

Bir erkek düşünün, gün ışığı ile kalkıyor. Dağ evinde kalıyor. Duş ve yemek için odun kırıyor. Kas gücü. Daha sonra sobayı yakıyor. Ardından yemeğini pişiriyor. Yemeğini öğlene doğru yiyor. Bir de akşam yemeği yiyecek. Odun toplamaya gidecek, tahtadan yapılan evini onarıyor. Tavuklardan yumurtaları alıyor belki. Biraz bahçesi varsa biberini falan kopartıyor. Sürekli bedensel işgücü yaptığı, toprakla ilgilendiği için zaman yavaş geçiyor. Radyo dalgaları, telefon dalgaları, egzoz dumanı, gürültü kirliliği yok.

Bir de şehir hayatını geçtik, kendi hayatımdan örnek vereyim. 4 firma bir araya gelip düzgün bir bina yapamadığı için 1 kişilik sitede, üstteki 12 kişilik Arapların konuşmaları, bağırışları haftasonu olduğu gibi odamda. Kitap okumakta güçlük çekiyorum. Pazar günü iyi uyuyamadım çünkü hemen altımız kafe. Gece 1.30'dan 2.15'e kadar kotluk falan çektiler. Rezil, ince, iğrenç duvarlardan ötürü bütün ses bendeydi. Uyardık, güvenliğe söyledik durmadılar. Afganlar falan çalışıyor bir de. Sonra aşğıya inip uyarmak zorunda kaldım. Gece 2.30'da aşağıya inip, uyarıp, yukarı çıktım. Uykum kaçtı. Üstte balkondan su akıyor, odam delik. 4 yıldır sigortanın getirdiği salak usta işini beceremiyor... Adam 60 IQ. Anlatıyorsun anlamıyor.

Bu kadar rahatsızlık duyuyorsun (tabii Andrew'in bahsettiği rahatsızlık değil). Sabah 8 dakikada işe gidiyorum, en az 4-5 salak sürücü. Makas atan, kırmızı ışıkta durmayan, dönel kavşakta kuralları bilmeyip bencillik yaptığı için kilitleyen. Ortalama birey umursamaz ama benim gibi insanlar için bu rahatsız edici. Tiksindirecek seviyede.

İşe gidiyorsun, bilgisayar başındasın, omuzlar eğiliyor, göz bozuluyor, kollar falan felaket. Bakanlığı, çalışanı, diğer firmaları (iş aldığımız veya fason üretim yaptırdığımız)... Hepsi dert. İllâ saçma sapan tipler çıkıyor. İşinizi yapmanıza rağmen, paranızı vermeyen ve dava açtığınız (bu süreçte para değeri geçiyor, bunu hesaplayıp kasten yapıyorlar) vs vs... Daha sonra eve geliyorsun.

Şimdi doğada olduğun, hareket ettiğin hayat ile bilgisayar başında elektronik ve toplu saçmalıklara maruz kalıp kendini yıprattığın hayat bir mi? Yapacak bir şey yok değil mi? bakalım var mı...

Eve gelip, televizyon başına geçip, yemek sonrası çay ve kek, abur cubur atıştırırken 4 saatlik dizi/yapım izlerim. Sonra diğeri derken gece 1'de devilir, sabah yine tekrar... Soranlara "enerjim yok, spor yapamıyorum, zamanım yok" derim. İstanbul'da karşıya, günde 3 saat gidiş-geliş yolu çekenler var. Belki anlaşılabilir ama mantıklı mı? Tüketim kültürüne yenik düşerek borca girip, sonra borç ödemek için bu zahmetlere katlanmak?

Bunun yerine şirket açtık. 7 yıl rezil geçti. 7 yıl! Sıfır lirayla açıp, kalkışma, OHAL, taşınma, Covid, enflasyon ve şimdi kestirilmesi zor depremi gördük... Çok şükür 7 yılda özel sektördeki borçları bitirdik ancak yapılacak çok iş var. İş saatlerinde esnekliği sağladı.

İşten çıkıp eve geldiğimde Salı, Perşembe, Cumartesi ise yemek yiyor; özel hayata vakit ayırıyor, kitap okuyorum. 18.00'dan 20.30'a kadar vaktim var. Daha sonra kick boksa gidiyorum, geliyorum, duş alıyorum. Biraz daha kitap okuyup, bilgisayarımdan söyleşi vs açıp (ki genelde İlber, Celal hocalar vs ve tarih üzerine oluyor), bunları izlerken uykuya dalıyorum.

Çarşamba, Cuma, Pazar ise, gelir gelmez üstümü değiştirip salona. Ağırlık, biraz koşu, eve gel, duş al, yemek ye ve sonra özel hayat + bahsettiğim kitap ve rutinler...

Sabahları verimsiz, fakat tek başıma değil, aileyle olduğum için. Genelde 6.30 gibi kalkıyordum. Fakat 2 saat canım sıkılıyor. kahvaltıyı da etmiyorum. Dolayısıyla sabah kitap vs yaparken çok canım sıkıldı, alttaki sesler nedeniyle de erken uyuyamadığımdan tekrar 7.30-8 gibi kalkıyorum.
**

İşin özü bazı şeyler elinizde. Yeter mi? Yetmiyor. Daha da rahatsızlık verip, sıfırdan başka bir girişimde bulunmamın zamanı geldi. Şehirden 10-15 dk uzakta köyde müstakil bir eve yerleşmemin zamanı geldi. Yavaş yavaş bunu yapacağım. 2025 sonrası politika düşünüyorum. Haliyle buna göre tekrar rahatımı bozup, yeni bir hayatı oturtmam gerekecek.

Fakat seçim, seçim seçim... Abur cubur, sağlıksız yaşam, televziyon mu yoksa rahatsızlık verecek ama sizi geliştirecek, uykusuz bıraktıracak, zorlayacak; işte yorgun geldikten sonra sporda her yeriniz titriyor çünkü gücünüz bitiyor ama devam ediyorsunuz, durmuyorsunuz. Bir amacınız var; ilkel düzende hayatta kalacak sürümünüz haline gelmez! Doğayı öğrenin, kendinizi geliştirin. Bunları yapmazsanız yaşadığımız büyük felaketi tekrar tekrar yaşarız! Doğayı ÖĞRENMEK ZORUNDAYIZ!

Loading 2 comments...