Andrew Tate'in Günlük Rutini, Çalışmak ve Fetih - Türkçe Altyazılı

1 year ago
1.52K

Şimdi bu videoda bir kaç şeye dikkat çekmem gerek.

Öncelikle "telefondayım" demesi, konuşma anlamında değil, "telefonumla ilgileniyorum, telefonda iş yürütüyorum" vb sözcükler uzun olacaktı ve zaten hızlı konuşuyor. Dolayısıyla telefondayım yazdım.

Öte yandan gençleri uyarıyorum, "Andrew'de telefonda" diye sabah kalkıp 15 yaşında kalça sallama akımı yapan ve başka hiçbir özelliği olmayan insanların saçma videolarını izlemeyin. Bunu kastetmiyor. Söylediği şey sabah kalkıp, gelen mesajlara bakmak, mailleri okumak (ki 2-3 mailime yarım saat içinde cevap yazdı), işlerini halletmek, belki dünyayı takip etmek. Başka konuşmalarından şunu biliyorum; telefonundaki bildirimlere ve yapılacaklara bakıyor, sonra (Sneako'nun deyimiyle kahve diye bağırıyor) oturup satranç oynuyor. Sonra egzersiz, çalışma vs..

Bakın burada adamın bir amacı var, bunun peşinden koşuyor. Motive olmuş, bundan zevk alıyor, zorla yapmıyor. Milletin içine karıştığımda hayat enerjisi içinden alınmış her yaptığı işten bunalan, her şeyden sıkılan insanlar görüyorum. İş yapmayı sevmiyor, bütün haftayı, hafta sonu ailesiyle yapacağı kahvaltı için zorla geçiren ve bütün yılı da yaz ayında 4-5 günlüğüne borçlanarak gideceği tatil için yaşayan insanlar var. Bezmiş, bıkmış, hayattan kopmuşlar.

Sorun işinizde değil, sorun ne yaptığınızda değil. Böyle çok insan tanıdım, istediği ve hayalindeki işe giriyor ya da her neyse (hobi vs) onu yapmaya başlıyor ve 1-1,5 yılda ondan ya da oradan nefret edecek hale geliyor. Sorun dışarıdaki etmenler değil, sorun içinde. Kendiyle barışık değil, mutsuz, huzursuz, memnuniyetsiz, kaprisli olması. Ne yapacağını bilmemesi.

Andrew Tate ile hayatıma kattığım en önemli şey şuydu: daha önce bir kaç kez kaybedim Steve Jobs ve Cengiz Han ile, Emir Timur ile bulduğum odaklanmayı tekrar ve 30 yaşımdan sonra daha doğru şekilde bulmamı sağladı. Ne yapacağımı, nasıl yapacağımı bilmemi sağladı. Zengin Baba Yoksul Baba kitabı ve Andrew Tate gibi kitap, kişiler ve olaylarla birlikte; üniversiteden mezun olup, "asgari ücretin bir tık üzerinde" maaşla yıllarca çalışıp, emekli olup 50-60 yaşımda emekliliğin keyfini(!) sürmek istemiyorum. Kaldı ki o emekli maaşıyla, emekli olduğunda bırak evi, araba bile alamayacağın tazminatıyla neyin keyfi? Keyif de değil, doğrusu zevk de neyse.

Şimdiden sonra eşek gibi çalışıp 40'ıma geldiğinde hayat standartlarımı çok büyük ölçüde sağlamlaştırmak, en geç 45'imde çalışmak zorunda olduğum için değil, çalışmak istediğim için çalışıp; gençlere ve diğer insanlara yardım etmek istiyorum. Doğru yere yöneltmek. Kültürüne, diline, tarihine sahip çıksın; sağlıklı yaşasın, kondisyonu yüksek olsun, sağlam karakterli, özgüvenli, cesur bir genç nesil gelsin istiyorum. Bunun için uğraşacağım.

Bu hayali (ve politikada düşüncelerim var) başarmak için elbette maddî güç gerekecek ve kendim için değil; bu maddi güçle ahlâklı, dürüst, düzgün insanları bir araya toplayıp, karanlığa karşı savaşta bu insanların durumunu da güçlendirmek istiyorum.

Çünkü özellikle işi kurduktan sonra son 7 yılda gördüğüm bir şey var; birileri yurt dışı destekli STK'lar, localar, cemaatler, çeşitli örgütler, rüşvet vs sayesinde milletin vergisini sömürürken; çok önemli iş yapsanız bile tek aldığınız projenize red ve sonra ilaç ismini değiştirip aynı proformalar, kaynaklar ile başka firmalara satılması. Bolca vergi borcu, bolca uğraş. Yaptığımız iş inşaat falan değil, 56 firmayla çalışmışız (bazılarıyla devam ediyoruz) proje bazlı ilaç geliştirme. Katma değer!

Bunları gördükten, bakanlıkları gördükten sonra; bildiğim tek bir şey var o da bizim gibi insanların bir araya gelip güçlenmesi, birlikte hareket etmesidir.

**

Bu yüzden genç arkadaşlarıma söylüyorum; amaç edinin. Eğer 20'li yaşların başındaysanız, kendinize yatırım yapın. Zenginlik 25'te gelmez. Belki sonrasında da gelmez. Sizi böyle uyutuyorlar, zengin olacağınızı düşünüyorsunuz. Her şey iyi olacak. Abur cubur ye, televizyon programlarına dal, borçlan, sabah işe git akşam gel, hafta sonu kahvaltıyı iple çek, yılda 1 tatile git. Telefon al, 2 yıl borçlan. Araba al 10 yıl borçlan. Ev al 20 yıl borçlan.

Bakış açınızı değiştirin, kendinize yatırım yapın, sağlıklı yaşayın. Telefonu, Tiktok'taki saçma hesapları kullanmak için değil; motive olmak, yeni etkinlikler bulup katılmak için kullanın.

Ayrıca sabahtan akşama kadar bu videoları izleseniz, oturup girişimcilik kitabı okusanız bile 40 yaşına geldiğinizde hâlâ bunları yapıyor olacaksınız. Yani bütün hayatınız boyunca yüzme ile ilgili kitaplar okuyup, yüzme ile ilgili videolar izlemek size yüzme öğretmez. Hazırlık sağlar ama er ya da geç o suya girmelisiniz, biraz su yutmalı ama uğraşarak, acı çekerek, başarısız olarak devam etmek ve başarısızlıklar sonunda yılmadan, izleyip okuduklarınızı da aklınızda tutarak çabalamak ve yüzmeyi öğrenmek zorundasınız.

Hayatta her şey böyle. Z kuşağının en büyük problemi, okuyarak ve izleyerek; Google'da aratarak her şeyi bildiğini düşünüyor. ADIM ATMALISINIZ! İzlemek, okumak yetmiyor.

Loading comments...