sonhamsi

Murat Ağırel kara para skandallarının iç yüzü Havala'yı TELE1'de anlattı

50 yaşını geçtim TÜRK vatandaşlığımdan başka vatandaşlığım yok, teklifde gelmiş olsa olmadım ama bu devleti hayatımın hiçbir döneminde hissetmedim ve evet devlet baba mantığı ile büyüdük devlet anamız babamızsa ve bana sahip çıkmıyorsa ya ben üveyim yada OÇ şimdi bu konuyu takip edip hesap sormam lazım babamda anamda bana OÇ muamelesi yapamaz, nerdeymiş şimdiye kadar ve buyursun sahip çıksın anlayalım karşımızdaki devlet

Bu videoa bu konuya vaktim olmadığı için hızlıca cevap vermiştim. Aslında daha detaylı birşeyler yapmam lazımsada, anlayan için yeterli, tavsiyem duyduğunuz her fantastik hikayeye sazan gibi dalmayın, araştırın okuyun, kendiniz yorumlayın. Kendinizin yorumlamasıda önemlidir, Kendinden başkasına güvenme. Aklını kullanıyorsan ALLAH senle demektir. saygılar Makale olarak şuradan biraz daha detaylı bakabilirsiniz https://www.kutsalkitaplar.info.tr/hristiyanlik-hristiyanlik-2/analiz/anlatilmayan-hiristiyanlik/23963-gog-ve-magog

gündemi takip etmeyen ama takip edenlerden derin analizler dinlemek isteyen bence bu videoyu kaçırmasın.

şiddetle izlemenizi tavsiye edeceğim bir video, olmaz demeyin olabilir olarak değerlendirip hayata gelişen olaylara birde bu açıdan bakın

Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın hocamız bu videosunda bizi ufkun ötesine taşıyor. izlemenizi, düşünmenizi tavsiye ederim.

arşivlemem gereken, akıcı ve özet bir anlatım olmuş tavsiye ederim.

Kaşif Nevzat Tarhan (7 Temmuz 1952 doğumlu ) Türk psikiyatrist ve Psikolojik savaş uzmanı ve nöropsikoloji uzmanıdır. HayatI 1952 yılında Merzifon'da doğdu. 1969 yılında Kuleli Askeri Lisesi'ni, 1975 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni bitirdi . GATA'da (Gülhane Askeri Tıp Akademisi) stajının ardından Kıbrıs ve Bursa garnizonlarında farklı garnizonlarda çalıştı. askeri sağlık kurumları. 1982 yılında GATA'da uzman psikiyatrist oldu. Erzincan ve Çorlu Hastanelerinde uzman hekim olarak yaptığı klinik hizmetlerinden sonra GATA Haydarpaşa'da yardımcı doçent (1988), doçent (1990) oldu. 1993 yılında albay rütbesine yükseldi, 1996 yılında profesör oldu. 1996 – 1999 yılları arasında Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde öğretim üyesi ve Adli Tıp Kurumu'nda uzman olarak çalıştı. Kendi isteğiyle emekli oldu. 1998 yılında "Memory Center of Amerika"nın Türkiye temsilciliğini üstlendi. Mafya babası Sedat Peker, Nevzat Tarhan'ın SADAT'ın Psikolojik Savaş danışmanı olduğunu iddia etti . Türkiye'nin ilk nöropsikiyatri hastanesi olan İSTANBUL'un yönetim kurulu başkanlığını ve Üsküdar Üniversitesi'nin kurucu rektörlüğünü yaptı . 31'i uluslararası olmak üzere yüzden fazla yayını bulunmaktadır. İngilizce ve Almanca bilmektedir. O evli ve iki çocuğu var. Ödüller Uluslararası "Yıkıcı Dürtüler ve Dürtü Kontrolü" Kongresinde "En İyi Araştırmacı ve En İyi Araştırmacı", Hollanda, 1991. TV'de "Makul Çözümler" adlı televizyon programı için "RTGD En İyi Topluluk Programı", 2003 Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü Sky Turk 360 kanalındaki Psikoyorum TV programıyla "Aile eğitimi ve koruyucu toplum ruh sağlığı hizmetlerinin desteklenmesi" , 2005. Türk Müziğinin müzik terapide kullanılmasına yaptığı katkılardan dolayı Amasya Vakfı tarafından "Altın Elma" ödülü, 2007. İstanbul Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi tarafından Psikoloji kategorisinde "Kristal Lale" ödülü 2009. OHSAD ve Hasta Güvenliği Vakfı tarafından "Hasta Güvenliği, En İyi Uygulama" ödülü, 2009 "İstanbul Kongre Elçisi Ödülü/2011" 7. ECNS "EEG ve Klinik Sinirbilim" Kongresi, ECNS Kongresi'nin İstanbul'da düzenlenmesi ve dünyaca ünlü birçok bilim insanının bir araya gelmesine olanak sağlaması nedeniyle. Dünya Kardeşlik Birliği Mevlana Yüce Vakfı Evrensel tarafından Bilim ve Araştırma dalında “Evrensel Kardeşlikten Dünya Barışına Davet Ödülü”, 2017. Sağlık sistemine yaptığı özgün katkılardan dolayı Sağlık Gönüllüleri Türkiye ve Hospital Manager Dergisi tarafından 2017 yılında “Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödülü” verildi. 2019 yılında SBMT tarafından Altın Axon Liderlik Ödülü'ne layık görüldü. APA 2020 sanal Konferansı / 2020 Ayı Kursu-Hesaplamalı Psikiyatri ve Gelecek Perspektifleri, (APA), 2020.

Prof. Dr. Mehmet OKUYAN - Özgeçmişi 1965 yılında Trabzon Çaykara’da doğdu. İlköğrenimini Trabzon Çaykara’da tamamladıktan sonra, orta öğrenimini Trabzon Hayrat’ta bitirdi. 1983 yılında kaydolduğu Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden 1987 yılında mezun oldu. 1988 yılında aynı fakültede Tefsir Anabilim Dalı’nda Araştırma Görevlisi olarak göreve başladı. 1990 yılında Yüksek Lisans’ını, 1994 yılında da Doktora çalışmalarını tamamladı. Aynı yıl Yardımcı Doçentlik kadrosuna atandı. 2002 yılında Doçent, Şubat 2008’de ise Profesör unvanını aldı. Halen OMÜ İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı’nda öğretim üyeliğine devam etmektedir. 3 çocuk babasıdır; Arapça ve İngilizce bilmektedir. Kitapyurdu.com'da kayıtlı 33 eseri vardır. https://www.kitapyurdu.com/yazar/mehmet-okuyan/18261.html

Yahudilerin👈 elindeki yazmaların👈 kaynağı TÜRKÇE 👈olabilirmi?👈 hımmm birileri o da nerden çıktı ne alakamı dedi, BUYURSUNLAR ortadaki delillere cevap versinler, ne alaka diyenlerde dahil 😘 https://www.kutsalkitaplar.info.tr/hristiyanlik-hristiyanlik-2/analiz/anlatilmayan-hiristiyanlik/22965-kurandaki-mucize

Muhtar Cem Karaca (d. 5 Nisan 1945, İstanbul - ö. 8 Şubat 2004, İstanbul), Türk rock müziği sanatçısı, söz yazarı, besteci, tiyatrocu ve sinema oyuncusu. Anadolu rock türünün kurucularındandır. Birçok grupla (Apaşlar, Kardaşlar, Moğollar ve Dervişan) çalışmış, grupların kurucu ve yöneticisi olmuş, güçlü bir rock kültü yaratılmasının öncülerinden olmuştur. Babası Azerbaycan asıllı Mehmet Karaca ve annesi Ermeni asıllı Toto Karaca (İrma Felegyan) olan Cem Karaca, sanatla iç içe büyüdü. Orta öğrenimini Robert Lisesi'nde yapan Cem Karaca sanatçı bir çiftin çocuğuydu. Müzikle ilk tanışması annesinin teyzesi Rosa Felegyan'ın Cem Karaca'ya piyano notaları ve piyano nağmeleri öğretmesiyle oldu. Kolej yıllarındayken dünyadaki popülaritesini arttıran rock müziğine ilgi duydu. Kız arkadaşlarını etkilemek için ve arkadaşlarının istekleri doğrultusunda dönemin rock yıldızlarının şarkılarını söyledi. Karaca'nın ses yeteneğini ise annesi Toto Karaca keşfetti. 1962'ye girerken Beyoğlu Spor Kulübü'nde arkadaşlarının isteği üzerine şarkı söyledi. Arkadaşları ile sahne alan Karaca, daha sonra grup kurmaya karar verdi. Gruba o dönemin ünlü sanatçılarından İlham Gencer destek oldu. Cem Karaca'nin ilk grubu 1963'te Dinamikler adıyla kuruldu. Seslendirme sanatçısı Fikri Çöze'nin jübile konserinde performans sergilediler. Babası hâlâ Karaca'nın müzik yapmasına karşıydı. Hatta babası konserlerde onu yuhalatmıştı ancak Karaca bunlara rağmen müziği bırakmadı. Grup olarak Elvis Presley gibi ünlü rock and roll sanatçılarının klasiklerini yorumluyorlardı. 1963'ün sonunda grup dağıldı. Kısa bir süre "Cem Karaca ve Bekledikleriniz" adlı bir grupta çaldı. Bu gruptan kısa bir süre sonra ise Gökçen Kaynatan'ın orkestrasında çaldı ancak bu beraberlik de uzun sürmedi. Aynı sene "Cem Karaca ve Jaguarlar" kuruldu. 1965'te Altın Mikrofon yarışmasına başvurdular ancak ön elemeyi geçemediler. Karaca, 1965'te ilk evliliğini tiyatro sanatçısı Semra Özgür ile yaptı. Evlendikten 3 gün sonra Karaca, askere gitti. Askerliğine 1965 Kasım'ında Antakya 121. Jandarma Er Eğitim Alayı'nda başladı. Bu dönemde Karaca, Anadolu kültürünü tanımaya başladı. Türk ozanlarından Aşık Mahzuni Şerif ile tanıştı. Ölümü 8 Şubat 2004 sabahında, solunum ve kalp yetmezliğine bağlı olarak ağır bir kalp krizi geçirdi. Uygulanan tüm müdahalelere rağmen kaldırıldığı Bakırköy Acıbadem Hastanesi'nde 58 yaşındayken öldü. Hastane tarafından yapılan açıklamada Karaca'nın ölüm sebebi kalp ve solunum durması olarak belirtildi. 9 Şubat 2004'te ikindi vaktinde Üsküdar Seyyit Ahmet Deresi Camii'nde (İranlılar Mezarlığı) kılınan cenaze namazın ardından Karacaahmet Mezarlığı'nda babası ile aynı mezara defnedildi. Cenaze törenine ise Erol Büyükburç, Erkin Koray, Muhsin Yazıcıoğlu, Kayahan, Mustafa Sarıgül, Haluk Levent, Kenan Işık, Edip Akbayram, Ahmet Güvenç, Berkant, Sezen Cumhur Önal, Nejat Yavaşoğulları ve Necdet Mahfi Ayral gibi isimler katıldı.

Biz, uğraşlarımız ve hakkımızda ufak bir detay

Irak: 5 milyon yetim, 1 milyon kayıp, yüzlerce toplu mezar... Nüfusu 40 milyonu bulan Irak'ta 5 milyon yetim çocuk bulunuyor. İnsan Hakları Komisyonu üyesi Dr. Ali El Bayati, toplumda şiddet eğilimi, bağımlılık oranlarının da yüksek olduğunu belirterek "Geleceğin çok iyi olacağını düşünmüyorum" dedi. '18 YAŞ ALTINDA 5 MİLYON YETİM VAR' İnsan Hakları Komisyonu kısa süre önce bir çalışma yayınladı ve çalışmada Irak’taki yetim sayısının 5 milyon olduğu belirtiliyor. Yetim çocuklardan mı bahsediyorsunuz yoksa her yaşta yetimden mi? Tecavüz ve zorla evlendirme sebebiyle doğan çocukların aileler tarafından kabul edilmediği, terk edildikleri de biliniyor. IŞİD tarafından savaşmaya zorlanan esir çocuklar olduğunu ve bunların bir kısmının savaşta yaralanıp sakat kaldığını da biliyoruz. Hediye Levent Kimdir? Gazeteciliğe 2003 yılında başlayan Hediye Levent, 2008’den itibaren 13 yıl Suriye, Lübnan ve Irak’ta yaşadı. Bu süre boyunca çeşitli yerli-yabancı medya kuruluşlarında ve köşe yazarı olarak Evrensel Gazetesi’nde Ortadoğu’da olan biteni yerinden, sahadan aktardı; yazdığı analizlerle bölgedeki gelişmelerin aydınlatılmasına büyük katkı yaptı. https://www.gazeteduvar.com.tr/irak-5-milyon-yetim-1-milyon-kayip-yuzlerce-toplu-mezar-makale-1546917

Osman Pamukoğlu'ndan İlk Defa Duyacağınız İngiltere Gerçekleri! 'Her Yerde Var' Sözcü Televizyonu'nu nasıl izleyebilirsiniz? Digiturk: 60 D-smart: 93 Turkcell TV Plus: 69 Tivibu: 69 Türksat Kablo TV: 76 Türksat 4A: 11837 Frekans, 30.000 V, batı, fec:2/3 Sosyal Medya Hesaplarımız; / @sozcutelevizyonu / sozcutelevizyonu / sozcutelevizyonu / szctelevizyonu / sozcutelevizyonu #haber #gündem #sondakika

Değerli araştırmacımız Cengiz Özakınıcı'nın bu konudaki gizli açığa çıkarılmamış belgeleri ifşasını bu videoda izleyeceksiniz. diğer videolarına gıcık olduğum YouTube'dan ulaşabilirsiniz https://www.youtube.com/@TarihinBilinmeyenYuzu

Burada yapılan tesbitler akademik çalışmalarına hayran olduğun Cengiz Özakıncı'nın çalışmaları kaynak alınarak hazırlanmıştır. Kısaca işkembeden papağan gibi konuşmaz. Gerçi bu tip yalanlara hayranlıkla araştırmadan sarılanları ben içimizdeki KRİPTOLAR olarak görmekteyim. Bunlara KURAN dersin onlar hadis der, bunlar bilim dersin onlar şeyhim der vs vs gibi zavallı mahlukatlar. Bizide salak sanmaktalar. Delilleri önünü koyup hadi bana eyvallah diyeceğiniz tipler, vakit geçirmeyin, birisi TÜRKÇE konuşuyorsa TÜRK veya müslüman demek değildir. Bu kazığı atalarımız yedi, benim yemeye vaktim yok. Cengiz Özakıncı'nın bu çalışmasının tam videosunuda eklemeyi düşünüyorum. şu an video çalışmalarını gıcık olduğum YouTube sitesinde yayınlamakta, merak edenler bakabilirler https://www.youtube.com/@TarihinBilinmeyenYuzu saygılar

insana ve insanlığa düşman olanlar seni ALLAH ile aldatır, kurduğun sitemi eline aldığında uymaması suç sayılan kanunlara uymaz işte böyle sokakta kalırsın. Ey insanoğlu sen aklını kullanıp dinini bilmez resmi insani haklarını bilmezsen ülkeni şeytanın kardeşine teslim edersin. Seni korumakla yükümlü polisin bile sokakta kaldım dediğinde devreye girmiyorsa oda sana ihanet etmiş kanunen suç işlemektedir. Çünkü seni korumaya almamış senin sokakta bırakanı tutuklamamıştır. Şimdi bu tip mahlukatlardan topil görmek istiyorsan yüzüne yüzüne senin ANANI AVRADININ aq haykıracaksın, okuyan polis varsa senin ananı avradını dikeni sokakta bırakırmısın cevaplarmısın şimdi, bırakmazsın dimi hımmmm demek sizde ananızın avradınızın dikilmesini istiyorsunuzmu anlamam lazım o zaman. Bir kamuda çalışan polismi ne etiketi taşıyan biri cevaplasın lütfen işiniz vatandaşı korumak hemde saygıda hata etmeden aşağılamadan yapmanız değilmi. Şimdi size nazik sorduğum soruya cevap vermemeniz durumda bile bu beni aşağılamaya girer ve ben beni insanı aşağılayan insan şeklindeki mahlukatın anası avradının aq kanunen suç diyen varsa buyurun tarafsız mahkemeye, sizde o dötte yok dimi sülalesini diktirmek için doğmuş mahlukatlar topunuzun aq nerde insanlığını kaybetmiş vede insanlığı esir etmiş kanunlara uymayan mahlukat varsa topunuzun aq

arkadaşlar ben gerçek kimliğimle sosyal medyadayım, insana saygı duyanın düşüncelerine değer verir bende saygıyla dinler birşeyler almaya çalışırım. Özellikle sosyal medya düşünce ve fikir özgürlüğümüzün olduğunu anlayacak ve kullanacağımız yer olmalıdır. Bu paylaşımlarıma YouTube ile başladım ama adamlar harbi bokunu çıkardı, doğru bilgi paylaşmana yasak var, hadi birşey paylaştın meraklı biri abi birşey sormak istiyroum diye mesaj atsa buyur kardeşim buyur, hatta alo desem engelliyor yani meraklı birinle temasını bile engelliyor sanırım videoda söyleyemediklerini söylersin. Orayı sildim attım tekrarda dönmeyi düşünmüyorum. Şimdi buraya ağırlık vereceğim bakalım bu kardeşler ne kadar samimi, birde Trump'ın bu konuda açtığı site vardı ikisine aynı anda teste koymayı düşünüyorum. ÖZETLE DERSEM youtube akademik delili olmayan her türlü saçmalamana müsade ediyor ama akademik bilgilerle şöyle kandırıldık diye bilgilerden ödler kopuyor. Bu arada ülkemdeki zulm arşa çıktı, eh bende rahatsız oluyorum örneğin x sitesinden gidip ne kadar üst kadro siyasi varsa ana avrat döşeniyorum yurtdışında olduğumdan dava açmıyorlar çünkü dava tarafsız yani bizdeki yalaka savcı ve hakimlerin kontrolünde olmayacak biliyorlar. 2-3 gün önce ülkemizin internet yayınlarını kontrol eden X'de @SiberayEGM bu isimle sayfası olan kurumu takibe aldım buyrun benide takip edin kanunsuzluğu sevmem yanlış birşey söylüyorsamda işlem yapın. ama iyi bakın hümümek kadrosunda dikilmedik kimseyi bırakmadım yanlışsa bildirin yazdım, ertesi günü X sayfamda problem başladı şuanda devam ediyor, normal tarayıcı ile yorum yazamıyorum ama telefonla yazabiliyorum üzerine şuan kafa yoracak vaktim yok bu videoyuda kendini kanun adamı sanan @SiberayEGM bu komedyenler aracılığı ile sözüm ona ülkemizin sözüm ona devlet adamları görsün diye kullanma amaçlı burada paylaşıyorum. zavallılığa bakarmısınız, resmi kurumumua birşey soruyorsun adamlar o kadar kibirliki hizmet etmekle yükümlü oldu vatandaşa bana cevap vermeye bile tenelül etmiyor alanen aşağılıyor ki bu kanunen suç ve artı ben bunu pisikolojik işkence olarak algılıyorum birilerinin bunları insani ayarlara çekmesi lazım ve tek yapabildiğim RAB'bimin KURAN'da belirttiği gibi zulm altında en berbat kelimeyi kullanma hakkım yani bunlara insan olana kadar ana avrat döşenmek ve inşallahta susturmak içinde kafamada sıkarlar, düşük boyutun düşük mahlukatları kısaca. durum vaziyet budur saygılar

- Cahillik en büyük düşmandır. Birileri insanları araştırmaktan hatta ve hatta KURAN!ı anladığın lisandan okuma günaha girersin mantığı ile uzaklaştırmış ve beyni uyuşmuş bu insanlar şuan kendini milliyetci ve dindar sanarak veya gözükerek değerlerimize saldırıyor. Adını duydumu cinnet geçiren bu vakalar ATAMIZIN ne dediklerin ne tavsiye ettikleri hakkında da gram bilgisi olmayan vakalar. O'nun şu sözlerindende haberi yoktur Atatürk, Zağnos Paşa Cami Hutbesin de cemaata şöyle seslenmiştir: “ Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selâmeti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenâb-ı Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizamı, hepimizin bildiği Kur'ân-ı Azimüşşan'daki açık ve kesin hükümlerdir. İnsanlara maneví mutluluk vermiş olan dinimiz, son dindir, mükemmel dindir. Çünkü dinimiz; akla, mantığa ve gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir. Eğer akla, mantığa ve gerçeklere uymamış olsa idi bununla diğer ilâhî tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi. Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenab-ı Hak'tır. devamında Bizi yanlış yola yönelten soysuz kimseler bilirsiniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz... Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din niteliği altındaki küfür ve kötülükten gelmiştir. Onlar her türlü hareketi dinle karıştırırlar. Halbuki, Allah'a şükürler olsun hepimiz Müslümanız, hepimiz dindarız; artık bizim, dinin gereklerini öğrenmek için şundan bundan derse ve akıl hocalığına gereksinmemiz yoktur. Analarımızın, babalarımızın kucaklarında verdikleri dersler bile, bize dinimizin esaslarını anlatmaya yeterlidir. 1923 (Atatürk'ün S.D.II, s. 12 ve "Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. Bilince aykırı, ilerlemeye mâni hiçbir şey içermiyor. Halbuki Türkiye’ye bağımsızlığını veren bu Asya milletinin içinde daha karışık, sun’i, bâtıl itikatlardan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu konuda yeterli bilgisi olmayanlar, bu âcizler sırası gelince, aydınlanacaklardır. Onlar ışığa yaklaşamazlarsa, kendilerini yitirmiş ve mahkûm etmişler demektir; onları kurtaracağız." ve hatta Her şeyden önce şunu en basit bir dini gerçek olarak bilelim ki, bizim dinimizde özel bir sınıf yoktur. Ruhbaniyeti reddeden bu din, tekelciliği kabul etmez. Örneğin bilginler, mutlaka aydınlatma görevi bilginlere ait olmadıktan başka dinimiz de bunu kesinlikle yasaklar. O halde biz diyemeyiz ki, bizde özel bir sınıf vardır. Diğerleri dinen aydınlatma hakkından mahrumdur. Böyle kabul edersek kabahat bizde, bizim bilgisizliğimizdedir. Hoca olmak için, yani dini gerçekleri halka, telkin etmek için, mutlaka ilmi elbise şart değildir. Bizim yüce dinimiz her erkek ve kadın Müslümana toplum araştırmasını farz kılıyor ve bunlar toplumu aydınlatma ile sorumludur. Efendiler! Bir fikri daha düzeltmek isterim. Milletimizin içinde gerçek âlimler, âlimlerimiz içinde milletimizin halkıyla övünebileceği bilginler vardır. Fakat bunlara karşı ilmi elbise altında ilmin gerçeğinden uzak, gereği kadar öğrenim görememiş, ilim yolunda gereği kadar ilerleyememiş hoca kıyafetli cahiller de vardır. Bunların ikisini birbirine karıştırmamalıyız. Hâkimiyeti Milliye, 26.3.1923

Çocuklarımızın melek gibi sesinden dinleyelim

evet dünya genelinde tim insanlık saldırı altında gibi, problemler yığıldı ve hükümetler çözüm üretmek için ellerinden geleni yapıyorlar sanırım. ve kimsenin aklına gelmeyecek bir hizmet, artık çocuk yaştakilerde ölümü seçebilecek

Kusura bakmayın arkadaşlar, bu konu ne zaman olmuşsa ben daha bugün duyuyorum, pisikoz hastalığımın yan etkileri, kısaca araştırmaya kafamı soktummu, aylar bazen yıllar güncel hayata dönmem, dönüncede bayağı zamanımı alır kaçırdıklarımı yakalamak. Şimdi bizim ulu reisimiz İslam'ın hükümlerinin değişmesi gerektiğinden bahsetmiş, yuf arkadaş hala daha bu elemana müslüman diye oy veren varsa bunlar çaresiz hasta olmuş. Bu kıyametin resmen alameti, neyse, bir deli aloo ne yapıyorsun sorması lazımdı, o deli gönüllü ben oluyorum ve cevap bekliyorum. İslam'ın hangi kuralı bu pek sayın beyfendiyi rahatsız etmiş HANGİLERİNİ DEĞİŞTİRMEMİZİ EMREDER, hehehhe lem resmen komedi, anladım yaradan ADEM babayı yarattığında huzurundakilere buna saygı duyacaksınız dedi, pek tabi iblis isyan etti şeytan oldu, diyeceğim şuki ibliste kafa olsa isyan etmezdi, iblisin yolunda olanlarda da kafa olsa karşımızda imparatorda olsa yanlışa YANLIŞ deriz, bunu düşünmeyecek beyinlerle mücadeledeyiz arkadaş, bence pek eşit değil, ben düşmanın akıllısını tercih ederim. Neyse önce aklını kullanmayanlarla antreman yapalım diğer boyutlarda inş. akıllısı denk gelir diyeceğiz. saygılar lütfen beğeni yapmayı unutmayın, bu videonun ciddi anlamda gündeme gelmesini istiyorum - teşekkürler

Şarkı Sözleri: Odam kireç tutmuyor Kumunu karmayınca Sevda baştan gitmiyor Soyunup yatmayınca Oy Lümüne Oy Lümüne Can Lümüne Lümüne Odam kireçtir benim Yüzüm güleçtir benim Soyunda gir yanıma Terim ilaçtır benim Odamı kireç eyle Gel bana ilaç eyle Yandım aşkın elinden Yüzüme güleç eyle Bizi Takip Etmek için: Facebook: https://www.facebook.com/tevratincilkuran Twitter: https://twitter.com/MetinYI25122868 Web-Site: https://www.kutsalkitaplar.info.tr